Sakarya’da “FETÖ” ile ilgili operasyonlar sürüyor ama öyle şeyler oluyor ki insanın aklı hafızası almıyor.
En basitinden devlet bazı isimlerle ilgili araştırma yapıp bir şekilde “FETÖ’ye” bulaşmış isimleri görevden alıyor, hemen arkasından birileri bunları savunmaya geçiyor.
Vay efendim o ismin “FETÖ” ile ilgisi yokmuş, en son görevden alınacak isim oymuş, dünyada o isim kadar dürüst insan yokmuş, haksızlık ediliyormuş falan filan…
N’oluyoruz ya? Neredeyse devletin “FETÖ’cü” diye görevden aldığı o isimleri haşa “melek” ilan edeceksiniz! Siz ne yaptığınızın, kime arka çıktığınızın farkında mısınız?
15 Temmuz akşamını ne çabuk unuttunuz! O akşam birçoğunuzun suratı kireç gibi olmuştu. Telaştan hepinizin paçaları tutuşmuştu.
Allahtan Cumhurbaşkanı’nın “çağrısı” üzerine millet ortaya çıktı ve tankın, tüfeğin, uçakların önüne kendini attı da ülke büyük bir “beladan” kurtuldu…
Maazallah bu “FETÖ’cü” denen “haşhaşiler” o gece amaçlarına ulaşsaydı, bugün sizin arka çıktığınız o isimler çoktan işinizi bitirmişti.
Kılları kıpırdamadan hepimizi toptan katledip kalanları da bir yerlere tıkıp olmadık işkenceler yapıyor olacaklardı.
Şimdi kalkmış bu “haşhaşilere” sahip çıkıyorsunuz. Neredeyse onları “melek”, görevden alınan bu isimleri haber yapan bizleri de “tü kaka” ilan edeceksiniz…
N’oldu size yahu? Bu isimlerin arkasında durmak yerine hepsini ifşa etmeniz gerekirken nedir bu sahiplenme?
Devlet durup dururken kimseyi görevden almaz. Belli ki bir takım bilgiler var devletin elinde. Bir yanlışlık varsa da düzeltilir.
Hadi birinde yanlış yapıldı. Diğerinde de istihbarat hatası oldu. İyi de hepsi mi yanlış istihbarat? Daha peşinen bu “haşhaşilere” sahip çıkmakta ne oluyor…?
Öte yandan bir medya kuruluşu 15 Temmuz akşamı; “Sakarya Valiliğine asker el koydu” diye haber yapıyor kimse oralı değil! Hiçbir kurum harekete geçmiyor!
Yahu bu başlığın aynısını biz “12 Eylül’de” ki gazete manşetlerinde “Yönetime asker ol koydu” diye okumuştuk.
Böyle bir başlık resmen “darbeyi” övmektir. “Darbecilerin” yanında olup onlara destek vermektir. Anayasamızda da “darbeyi” övüp desteklemek de suçtur suç…
Gerçi aynı medya kuruluşu işin seyri değişince bu haberi kaldırıp tam tersi haber yaptı. Ancak “darbe” başarılı olsaydı “darbenin” yanında durmaya devam edecekti.
Hal böyleyken bazıları hala daha bu “darbe” sevicisi medyanın yanında durmaya devam ediyor. Bilerek veya bilmeyerek “darbeci” medyaya destek oluyor.
Daha ilk dakikadan itibaren “darbeye” karşı duran, devletin ve milletin yanında olup “FETÖ” denen “haşhaşileri” ifşa edenlere de “tü kaka” gözüyle bakılıyor…
Sizin derdiniz ne ya? 15 Temmuz akşamı şehit olan 250 insanımızın hatıralarına da mı saygınız kalmadı?
Bugün sahip çıktığınız o “darbe” şakşakçılarına ve “FETÖ’nün” hain “haşhaşilerine” karşı durup “şehit” olanlar sizin için hiçbir şey ifade etmiyor mu?
Onu da geçtim 250 “şehidin” geride bıraktığı o masum çocuklar ve aileleri de mi yüreğinizi burkmuyor? Ya gazilerimizin anlattıkları? Hiç mi vicdanınızı sızlatmıyor…?
Ne diyor Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Bu millet varsa, biz varız. Bu ülke varsa, biz varız. Bu devlet varsa biz varız. Bu bayrak varsa biz varız. Bu ezanlar varsa biz varız.
15 Temmuz’da hepsine birden saldırdılar. Meclis’e, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne, polisimize, askerimize, insanlara saldırdılar.
Tüm bunlara şahit olduktan sonra artık 15 Temmuz öncesi gibi davranamayız. En başta ben davranamam. İktidar partisi olarak AK Parti böyle davranamaz…”
Dolayısıyla bizden de kimse; “15 Temmuz öncesi gibi davranmamızı” beklemesin. İster kızın, isterseniz alının. Hatta isterseniz bize “selam” dahi vermeyin.
Ancak bizden “darbecilere” alkış tutmamızı, devletin kurumlarında çöreklenen ve açığa alınan “FETÖ’cüleri” görmezden gelmemizi beklemeyin.
Bizim “her devrin adamı” olmak gibi bir derdimiz yok. Bizim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dediği gibi; “millet, ülke, devlet, bayrak ve ezan” derdimiz var…
Bırakın artık bir takım hesapları kitapları da içinizdeki şu “FETÖ’cüleri” temizleyin diyeceğim ama bu konuda hiç ümidim yok.
Hala “darbe” sevicilerine destek olduğunuzu ve hala daha “FETÖ’cülere” kayıtsız şartsız arka çıkmaya devam ettiğinizi gördükçe endişem iyice artıyor.
Şayet Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi “15 Temmuz öncesi gibi davranmayız” denmediği müddetçe “Sakarya bu kafayla ‘FETÖ’cülerden’ temizlenemez…”