Sosyal medyada son günlerde artan Suriyelilerle ilgili yalan yanlış paylaşımlar tehlikeli boyutlara ulaştı.

Özellikle bazı şehirlerde yaşanan olaylar üzerine İçişleri Bakanı Süleyman Soylu önemli açıklamalarda bulundu.

Süleyman Soylu yaptığı açıklamada, “Provokasyonlara gelmeyin! Bilinçli yapılıyor” diyerek vatandaşları uyardı…

Doğrusu, Türkiye gibi dünyanın “77,5 milletinin” yaşadığı bu vatan toprağında Suriyeli sığınmacılara karşı yürütülen bu kampanyayı anlamak mümkün değil.

Bir kere bu ülke nüfusunun büyük bir çoğunluğunun bu topraklarda ya “göçmen” ya “sığınmacı” ya da “muhacir” olarak yaşadığı unutulmamalıdır.

Aksi halde biri de çıkar “sen neden yaşadığın toprakları terk edip bu vatana sığındın” diye sorar da cevap vermekte zorlanırız…

En basitinden yaşadığımız bu şehirden ve kendimizden örnek verelim. Dedelerimiz zamanında Balkanlardan bu şehre göç etti.

Kimse de “rahat battı” diye malını mülkünü, eşini dostunu bırakıp yollara düşmedi. Balkanlarda yaşanan “savaş” ve artan “zulüm” büyük bir göç hamlesi başlattı.

Arnavut’u, Rum’u, Boşnağı, Romanı, Bulgar Muhaciri, velhasıl Türk, Müslüman demeden Balkanlar adeta Türkiye’ye aktı…

Aynı şekilde Kafkaslardan Çerkezi, Abazası, Gürcüsü, Dağıstanlısı, Çeçeni velhasıl Kafkas kökenli yüz binlerce insanlar Türkiye’ye “sığınmak” zorunda kaldı.

Hatta bu göç hareketi Çerkezler üzerinde derin iz bıraktı. Karadeniz’den Türkiye’ye “sığınmak” için çıktıkları teknelerin batmasıyla yüzlerce masum insan hayatını kaybetti.

Bu acı hadise üzerine Çerkezler her yıl Mayıs ayında Karadeniz’in Cebeci sahilinde toplanıp kaybettikleri yakınları için anma töreni düzenledi…

Bitmedi; Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılması ile birlikte Ortadoğu’da yaşayan halkların büyük bir çoğunluğu da o tarihlerde Türkiye’ye “sığınmak” zorunda kaldı.

Türkmen’i, Arap’ı, Kürdü Zaza’sı, Süryani’si, Yezidi’si, Hıristiyan’ı Türkiye’ye sığınmak için yollara düştü.

O tarihte bu ülkede yaşayan insanlar her bir millete kucak açıp bağrına bastı. Kimseye de “bulunduğun ülkede kalıp neden savaşmıyorsunuz” demedi…

Zamanında Balkanlardan, Kafkaslardan ve Orta Doğu coğrafyasından bu ülkeye “sığınan” milyonlarca insanın tamamı da “4x4’lük” çıkmadı.

İçlerinden “hain” de, “cani” de, “mafya” da, hatta “ajanlar” bile çıktı. Dolayısıyla ülkemize “sığınan” Suriyeliler arasında da bu tür insanlar elbette vardır.

Gelin “çoğunluğun sığınmacı olduğu bu ülkede, provokasyona gelmeyelim!” Zamanında bu ülkeye “sığınan” dedelerimizin de kemiklerini sızlatmayalım…