Medyadetay.com Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Gümüşel ile Köşe Yazarı Neşat Sazoğlu’nun sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Erdal Birol Bostancı, programda ilk olarak Organ ve Doku Nakli Uygulama ve Araştırma Merkezinin kuruluş aşamasını anlattı.

“Organ nakli macerası, Durmuş Günay hocamızın bizi Sakarya’ya almak için teklifte bulunmasıyla başladı. SAÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas ile tanıştırdı ve Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Akdemir ile bir araya geldik. Merkezin kurulma çalışmalarına böyle başladık” diyen Bostancı, “Sonra Sakarya’da ne gibi eksikler olduğunu tespit etmek için çalışma yaptık. Sakarya’da onkolojik tüm ameliyatları yapabilmek için bir ekip kurmamız lazımdı. Desteklenmemiz halinde tüm ameliyatları yapabileceğimizi söyledik ve Rektörümüz de bizi destekledi. Önce akademik kadroyu oluşturduk. İlgili dalda 2 doçent alındı. Gastroenteroloji ve Onkoloji olmak üzere iki bilim dalı kuruldu. Ve asistan yetiştirmeye başladık” dedi.

Organ nakli

Organ naklinin yapılabilmesi için bir dizi prosedürün yerine getirilmesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Erdal Birol Bostancı, “Organ nakli öyle hemen olmuyor. Ameliyat yapılacak yerin ruhsatlandırılması ve tecrübeli bir ekibin olması gerekiyor. Bilim dallarını kurduktan sonra, SAÜ Doku ve Organ Nakli Merkezini kurduk. Merkez olarak karaciğer nakli bizimle ilgili bir konu. Sağlık Bakanlığından denetime geldiler. Ekibin CV’sine bakıldı ve ameliyat yapılabileceğine karar verildi. Organları ise Marmara bölgesinden sağlıyoruz. Özel merkezlerde daha çak yapılıyor. Kamu olarak biraz küçük. Ama hitap ettiğimiz yer tüm Marmara bölgesi” diye konuştu.

Karaciğer nakli

Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ilk kez karaciğer nakli yapıldığını ve ameliyatın da başarılı geçtiğini söyleyen Bostancı, “Bu hastamız Ankara’da organ bekliyordu. Sakaryalı olduğunu öğrenince kendisine Sakarya’da ameliyat olup olmayacağını sorduk. Kabul edince burada ameliyatını yaptık. 9 Şubat akşamı, bize Marmara bölgesinden organ geldi. Vefat eden kişi de Sakaryalıydı. Motosiklet kazasında hayatını kaybetmişti. Bu genç kardeşimizin organının uygun olduğunu gördük ve gece bir ekibimiz organı almak için gitti. 10 Şubat saat 06.00’da organı aldık, saat 08.00 civarında da ameliyata başladık. Yaklaşık 10 saat sürdü. Akşam saat 18.30 civarında da ameliyat sona erdi. Ameliyat iyi geçti. Karaciğer naklinden sonra herhangi bir problem olmadı. Hastamızı yatağına aldık” dedi.

“Beyin ölümü ve koma”

Organ naklinin beyin ölümü gerçekleşen kişiden yapıldığına dikkat çeken Prof. Bostancı, “Örneğin İspanya’da organ bağışları çok yüksek. Orada kalp durduğu andan itibaren ameliyata başlanıyor. Türkiye’de bu sistem henüz gelişmiş değil. Organları alınan kişiler beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerdir. Buna da bir heyet karar veriyor. Beyin ölümünde kişiye özel destek vermezseniz, en fazla üç gün yaşar. Beyin ölümü olan kişinin geri dönmesi mümkün değildir. Ama komada kişinin beyin fonksiyonları devam etmektedir. Vatandaşlar bazen, ya uyanırsa diye düşünüyor. Beyin ölümünden uyanan yok” diye konuştu.

“En zor nakil karaciğer”

Organ nakilleri arasında en zor olanın karaciğer nakli olduğunu belirten Bostancı, “Her nakil zordur ama karaciğer naklinde bozuk organı çıkarmanız gerekiyor. Ve damar yapıları diğer organlara göre daha ince ve farklı. Bu nedenle daha zor. Kalp naklinde damarlar oldukça büyük. Böbrekte eski böbreği çıkarmıyorsunuz. Bir de canlı vericiden nakil var. Bu daha da zor. Canlı vericiden alınan karaciğer, üç hafta içinde kendini tamamlar. Hem alıcıda hem de vericide üç haftada kendini tamamlıyor” dedi.

Prof. Dr. Bostancı, karaciğer naklinden sonra 30 yıl yaşayan hastalar olduğunu belirterek, “Nakil en iyi tedavi metodudur. Karaciğer kanseri bile olsa başarılı bir metottur. Kriterler değişir ama nakil başarılıdır” dedi.

“Organ bağışında sıkıntı yaşanıyor”

Organ bağışı konusunda sıkıntı yaşandığını, bu sıkıntının nedenlerini kendilerinin düşündüğünü söyleyen Bostancı, “Bunun nedenlerini tam olarak ortaya koymak mümkün olmuyor. Keşke karaciğer konusunda çok bağış olsa da biz de ameliyat yapsak. Burada önemli olan hastanın beyin ölümünün olması. Burada bizler de hasta yakınlarını ikna etmeye çalışıyoruz. Beyin ölümünün ne olduğunu, yapılan işin çok hayırlı olduğunu anlatmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

Bostancı, organ naklinde yaş sınırı bulunmadığını da söyleyerek, “Yaşlı hastalarda ameliyat sonrası durum bir daha sıkıntılı olabilir. Bazı merkezler yaş sınırı koyabilir. Burada önemli olan hastanın genel durumudur. Buna ilgili merkezler karar veriyor. Şu an Türkiye’de yaş ortalaması 72 civarında ama organın ömrü daha fazladır. Organın yaşı bazen 120 olabiliyor” dedi.

“Her türlü ameliyat yapılabiliyor”

Gastroenteroloji konusunda ki her türlü ameliyatın SAÜ’de yapılabildiğine dikkat çeken Bostancı, “Kalın bağırsak, reflü, pankreas ameliyatlarını kapalı bir şekilde yapabiliyoruz. Obezite cerrahisi de şu anda yapılabiliyor. Bazen kanserler karın içine yayılıyor. Karın zarında yapılan ameliyatlar var. Bu tür ameliyatları da yapıyoruz. Sakarya dışından da hastalarımız var. Genel cerrahi ve onun yan dalları olarak her türlü ameliyatları yapabilecek durumdayız. Sindirim sistemi tümörleri ile ilgili tüm hastalar bize başvurabilir. Aslında ameliyatlarda ekip önemli. Bu alanda şu anda çok güçlü bir ekibimiz var. Türkiye çapında isim yapmış bir ekip. Ameliyat konusunda şu anda tersine bir göç var. İstanbul’dan bile hasta alıyoruz” diye konuştu.

Geçen yıl SEAH’a il dışından gelen 70 bin hasta olduğuna dikkat çeken Bostancı, “Biz yurt dışını da takip ediyoruz. Şu anda sindirim sistemi konusunda ne yapılıyorsa, Sakarya Üniversitesi’nde biz de aynı şeyleri yapabiliyoruz. Cihaz konusunda eksikler giderilir önemli olan ekiptir” dedi.