Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Turan Kültür Merkezi'nin Süleymaniye Kürsüsü sohbetlerinde bu kez, “Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Maddi Kültür ve Kültürel Kimlik” konuşuldu.
İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü konferans salonunda düzenlenen konferansı, vakıf yetkililerinden Metin Köse yönetti.
Tunceli Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Mustafa Aksoy, önce yaptığı saha araştırmalarından bahsetti. Türkiye başta olmak üzere Saha Eli’nden Orta Avrupa’ya kadar Türk Dünyasında ve daha da öteye giderek Amerika’da araştırmalar yaptığını; yazdığını, anlattığını ve buradaki bulgulara ve karşılaştırmalara dayalı olarak Türklük biliminin faydasına bunları sunduğunu belirtti. Aksoy, aşk olmadan meşk olmayacağını belirterek, "Türk milletine hizmet etmek en büyük aşkımdır" diye konuştu.
Akademik bazı çevrelerin, kendisinin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki Kürtlerin/Kürt diye adlandırılanların kültürel kimliğiyle ilgili ortaya koyduğu sonuçları, “kültürel benzeşmedir” deyip önemsemediğini, bunun bilimsel bir yaklaşım olmadığını belirten Aksoy, "O halde soruyorum; dil olarak Farsça dil yapısına uyan buradaki insanların kültürleri neden Türklerle örtüşüyor da Farslarla örtüşmüyor?” dedi.
Burada yaşayan insanlarımızı ötekileştirmenin doğru olmadığına dikkat çeken Aksoy, bugün dünyada birçok ülkenin dilinin İngilizce olduğunu, Portekizce, İspanyolca konuşan ülkeler de olduğunu, ama bunların çoğu İngiliz değildir diyerek dilin tek başına kimlik belirlemede yetersiz olduğunu söyledi.
Ziya Gökalp’in 100 yıl önce Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da alan araştırmalarıyla sosyolojik bilim ürettiğine dikkat çeken Aksoy, ne acıdır ki şimdiki akademik toplumun büyük kısmının alanda izi olmadığını, ama medyada kulaktan dolma ve alıntı bilgilerle düşünce ve görüş üretme yarışında olduklarını söyledi. Aksoy, halkın doğrularının ve gerçek kimliğinin doğru şekilde kamuoyuna sunulduğunda, yabancıların etnik tuzaklarına düşülmeyeceğini belirtti.
Mustafa Aksoy daha sonra, “Tarihin Sessiz Dili Damgalar Kültürel DNA Teorisi” teziyle, “Kültürel DNA Örnekleri Olarak, Sibirya’dan Anadolu’nun Horasan'ı Tunceli’ye, Mezar Taşları ve Damgaların Yolculuğu” başlığı altında Vagner’in 2014’te Doğu Türkistan’da bulduğu dünyanın ilk pantolonu / Türk pantolonundan başlayarak Türklerin tarih boyunca yaşadıkları geniş coğrafyadaki koç ve at başlı mezar taşları, halı, kilim ve daha başka eşya ve yerlerdeki motifleri karşılaştırıp çok yakın benzerliklerini gözler önüne serdi.
Bunların ustasının binlerce yıllık tarihe sahip büyük Türk milleti olduğunu sözlerine ekledi. Aksoy'un konferansını seçkin bir davetli topluluğu izledi. / Hüdavendigâr Onur