Son zamanlarda şu şehir içi trafiğe bir haller oldu. Özellikle akşam saatlerinde şehir içinde trafiğe çıkmak tam bir dert.
Şayet yanlışlık yapıp akşam saatlerinde aracınızla trafiğe çıktınız mı yandınız. İki dakikalık yere yarım saatte gidebilirseniz ne ala.
Bu nasıl bir şehir içi trafiğidir, bu nasıl bir düzendir anlamadık gitti. Güya şehir içinde trafik rahatlasın diye bir takım düzenlemeler yapıldı…
Hele yanlışlıkla Sedat Kirtetepe Caddesinden Şal Sokağa girip Merkez Belediye’ye doğru araç kullanıyorsanız yandınız.
Artık yürüme mesafesi iki dakikanızı alan yol size tam bir işkence haline gelir de ettiğiniz ve yediğiniz “küfrün” haddi hesabı olmaz.
Hani sinirlerinize hakim olamayıp, önünüzde ve arkanızda araç kullanan şoförlerle kavga etmeniz içten bile değil…
Ya Orhan Cami’den Bulvar yönüne giden güzergâha ne demeli. Tam Orhan Cami önünden dönüş verilmiş ama dön dönebilirsen.
Karaağaç Bulvarı’ndan gelen araçlarla Şal Sokak’tan çıkan araçlar tam da o noktada kesişince iş çığırından çıkıyor.
Adam zaten iki dakikalık yürüme mesafesini aracıyla yarım saatte gelmiş, bunun stresi de sürücünün üzerine binince o noktada kimsenin kimseye saygısı kalmıyor…
Atatürk Bulvarı desen tam bir rezalet. Pasaj 2000 önünde araçlar tam üç sıra “park” etmiş kimsenin umurunda değil.
Ankara Caddesi’nden gelip Bulvara dönenle Orhan Cami’den aynı noktaya giden araçlar Ziraat Bankası önündeki ışığa da takılınca al başına belayı.
Zaten üç sıra parklardan geçmeye yer yok bir de ışıkta takılıp buna “otoparktan” sorumsuzca çıkan araçlar eklendi mi yandığının resmidir…
Bu arada “Mahmut’un Fırını’nın” önündeki göbekte yaşanan trafik sıkışıklığından söz etmek bile istemiyorum.
Özellikle akşam iş çıkışı sokağın başındaki İmam Hatip Lisesi’nin önü öyle bir karışıyor ki, çöz çözebilirsen.
Sokağa ters yoldan düz yoldan girip çıkanı takip etmek mümkün değil. Hele çocukların okul çıkışını bekleyen ailelerin gelişigüzel “parklarına” laf bulamıyorum…
Ne yalan söyleyelim biz Adapazarı’ndaki bu şehir içi trafik keşmekeşliğini yazarken bile strese girdik.
Dolayısıyla bu çileyi her akşam yaşayan insanlara Allah gayret, kuvvet, sabır ve en önemlisi de “çelik” gibi sinirler versin.
Gerçi şehiriçi trafikte yaşanan bütün bu olumsuzluklar sürücülerde gayret, kuvvet ve de sabır bırakmadı. Herkes “oynatmaya az kaldı” modunda. Bizden hatırlatması…