7 Haziran’da yapılacak olan Genel Seçimlerde “aday adayı” olmak isteyen “bürokratların” istifa süresi doldu.Özellikle “bürokratların” AK Parti’den “aday adayı” olabilmek için bir yarış içinde oldukları görüldü.Tabi bu durum ister istemez AK Parti içinde d

7 Haziran’da yapılacak olan Genel Seçimlerde “aday adayı” olmak isteyen “bürokratların” istifa süresi doldu.

Özellikle “bürokratların” AK Parti’den “aday adayı” olabilmek için bir yarış içinde oldukları görüldü.

Tabi bu durum ister istemez AK Parti içinde de “devleti kim yönetecek” şeklinde yorumlara sebep oldu.

Gelen bilgilere göre şimdiye kadar toplamda 500 kadar bürokratın milletvekili “aday adayı” olmak adına istifa ettiği konuşuluyor.

Sayının bu kadar yüksek olduğunu düşünecek olursak yapılan bu yorumlara da katılmamak mümkün değil…

Elbette kimseye “neden istifa ediyorsun” diyecek halimiz yok. Ancak bazı bürokratlarında “aday adayı” olma isteğine farklı anlamlar yüklendiği de bir gerçek.

Mesela Sakarya da bir bakıyorsunuz belli bürokratlar her seçim döneminde “aday adayı” olarak karşımıza çıkıyor.

Her defasında da sıralamaya bile giremeden tekrar eski görevine dönüyor. Hatta bazıları daha önemli görevlere getiriliyor.

Buda sanki bazı bürokratların mevcut konumlarını korumak veya daha farklı bir konuma gelebilmek adına “aday adayı” oldukları havasını veriyor…

Elbette herkes için bunu söylemek doğru değil ama bu yöntemi kullanan bazı bürokratların da“aday adayı” olmalarının önüne geçilmeli.

En azından her dönem “aday adaylığı” için istifa eden bazı bürokratlar için de bir yaptırım uygulanmalı.

Tıpkı bir belediye başkanı gibi “aday adaylığı” için istifa ettiğinde tekrar eski veya başka bir göreve iade edilmeyeceği bilinmeli…

Elbette devlet kadrolarında milletvekili olup bu ülkeye daha fazla hizmet edecek isimler vardır. Zaten benim kastımda bu isimlerle ilgili değildir.

Böyle bir vasfa sahip isimler hükümet tarafından zaten göz ardı edilmiyor. Bazı isimlerden özellikle istifa edip “aday adayı” olmaları isteniyor.

Ancak bu işi “şark kurnazlığı” havasına sokan bazı isimlerin her daim “aday adayı” olarak karşımıza çıkmalarıda pek şık olmuyor…

Tabi kanunlar önünde her Türk vatandaşının “seçme ve seçilme” hakkı vardır. Bu hakkı birinin elinden almaya kalmak da kimsenin haddi değildir.

Ama nasıl ki bir belediye başkanı veya oda başkanı v.s gibi kurumlarda görevli bulunanlar istifa edip bir “risk” alıyorsa aynı “riski” bürokratlarda almalı.

Yani “aday adayı” gösterilmediğinde veya milletvekili seçilemediğinde bir bürokrat, tekrar görevine iade edilmeyeceği “riskinin” var olduğunu bilmeli.

Nitekim her seçim döneminde “aday adayı” olan “seçilmişler” cezalandırılırken “atanmışların” ise her şart altında ödüllendirmesi doğru bir yaklaşım değildir.

Bugün yaşanan istifalara bakacak olursak “ortalıkta bürokrat kalmadı.” Bunun nedeni de bürokratların herhangi bir “risk” almamalarıdır…