İşin o yönünü düşünmemiştim.

Bu da bizim eksikliğimiz.

Ancak dünkü;

- Anasınıfı ve birinci sınıf öğrencileri kobay mı?

Başlıklı yazıma şöyle bir yorum geldi;

- Mustafa Bey sadece çocuklar değil.

- Esas öğretmenler kobay.

Bu yorumu aktif etmemiz üzerine çok geçmeden birkaç öğretmen arkadaş da telefonla aradı.

Aralarında tanıdık isimler de vardı.

Onların da şikâyetleri aynıydı.

- Mustafa Bey sadece çocuklar değil.

- Esas öğretmenler kobay…!

***

Doğru;

Olayın bir de bu yönü var.

Öğretmenler daha büyük “risk” altında.

Çocuklar sadece okuldan eve “korona virüsü” taşımaz.

Evden okula da “korona virüs” taşıyan çocuklar olabilir.

Bu yolla öğretmenlere de “korona virüsü” bir şekilde bulaşır mı bulaşır.

Hadi öğrenci velileri;

- Çocuklarımızı okula göndermek istemiyoruz.

Diye bir “mazeret” üretebilir.

Ancak öğretmenlerin böyle bir şansı yok.

Yani “mazeret” üretip;

- Derslere girmek istemiyoruz.

Deme ihtimalleri yok…!

***

Peki;

N’olacak bu işin sonu?

Muhtemelen olacağı şu;

Öğrenci veya öğretmende “korona virüs” görülürse okul “karantinaya” alınacak.

Bu da en az 15 gün o okulun kapalı kalması demek.

Ya sonra?

Tabi anne ve babalar kolay kolay bir daha çocuklarını okula göndermeyecek.

Böylece öğretmenler de “mecburi kobay” olmaktan kurtulacak…!

***

Netice itibariyle;

Milli Eğitim Bakanı okulları açacak açmasına ama hem anne ve babalar hem de öğretmenler rahat değil.

Haklı olarak veliler çocuklarını, öğretmenler ise kendini “kobay” olarak görüyor.

Zira işin şakası yok.

“Korona virüs” bu!

Bir kere yakalandın mı elinden zor kurtuluyorsun.

Kurtuluncaya kadar da “ölsem daha iyi” diye “dua” ediyorsun.

Bu şart altında hangi öğretmenden, nasıl verim bekleyeceksin?

Öyleyse Milli Eğitim Bakanı gerek velilerle bilhassa da öğretmenlerle tekrar “istişare” edip okulların açılması kararını yeniden gözden geçirmeli.

Aksi halde bu konu yarın çok baş ağrıtır…!