Bazı zamanlar vardır, içinizden hiçbir iş yapmak gelmez. Canınız sıkılır, kılınızı bile kıpırdatmak istemezsiniz.

İşte böyle bir günde bilgisayarın başına geçip bir şeyler yazmak çok zordur. Konuya nereden başlayıp nasıl bitireceğinizi bilemezsiniz.

Aslında duygusal olarak içinizden çok şey yazıp haykırmak gelir ama bir türlü kelimeler yan yana getirip cümle kuramazsınız…

Evet, Ankara’da yaşanan “terör” saldırısı insanda ne tat bıraktı, ne de tuz. Haber duyulur duyulmaz içimize adeta “ateş” düştü.

Düzenlenen alçak ve kahpece saldırıda 28 vatandaşımız hayatını kaybederken 61 kişi de yaralandı.

Kısacası içimizdeki bazı “akademisyenleri” ve teröriste “terörist” demeyen “terör” sevicilerini saymazsak ülke olarak yastayız…

Bugün ülke olarak her zamankinden daha fazla birbirimize kenetlenme ve “teröre” karşı birlik olma zamanıdır.

Gün ülkemizi karıştırmaya çalışan bu “küresel” güçler karşısında “yekvücut” olup devletimizin yanında olma zamanıdır.

İçimizdeki bazı “akademisyenlere” ve “terör” sevicilere inat, devletimizin yanında dimdik ayakta durursak, hiçbir güç bu ülkede operasyon yapamaz…

Zaten insanın içini acıtan da ülkemiz üzerinde operasyon yapmaya çalışan “küresel” güçlerin “hainlikleri” değildir.

Devlet olarak bu “küresel” güçlerle bir şekilde baş ederiz. Gereken cevabı gerektiği gibi de vermesini biliriz.

Ancak bu ülkenin ekmeğini yiyip, devlete “katil” derken “teröristlere” tek kelime etmeyenler yok mu, işte içimizi en çok acıtan da onlardır…

Hani bir hikâye vardır; oduncu, ormanda elindeki baltayı asırlık çınarın gövdesine indirdiğinde, ağaç başlamış ağlamaya.

Oduncu da üzülüp; “Canın acıyor ama ne yapayım ekmek parası. Seni kesip odun yapıp satacağım. Nafakamı çıkartacağım” demiş.

Bunun üzerine de ağaç içini çekmiş; “Canımın acıdığı falan yok. Elindeki baltanın sapı benden ona ağlıyorum” diye cevap vermiş…

Şimdi bu malum “akademisyenlere” sormak lazım! Ankara’daki bu hain saldırı karşısında neden sesiniz çıkmıyor?

Hayırdır, Ankara’daki saldırıyı gerçekleştiren “hainleri” hala daha “terör” örgü olarak görmüyor musunuz? Yoksa “bildiri” yazan yerleriniz mi ağrıyor?

Kimse kusura bakmasın! Ankara’daki hain saldırıyla birlikte “o akademisyenlerin üzerine kan sıçradı” O “kan da” kolay kolay üzerinizden çıkmayacaktır…