Hatırlayanlar bilir 1980’li yılların başında ülkede büyük bir enerji darboğazı vardı. Kendi elektriğimizi üretemediğimizden Türkiye “Bulgaristan’dan” elektrik satın alırdı.O da yeterli olmadığından her gün muntazaman “günlük 4 saat” gibi uzunca bir süre e
Hatırlayanlar bilir 1980’li yılların başında ülkede büyük bir enerji darboğazı vardı. Kendi elektriğimizi üretemediğimizden Türkiye “Bulgaristan’dan” elektrik satın alırdı.
O da yeterli olmadığından her gün muntazaman “günlük 4 saat” gibi uzunca bir süre elektrik kesintisi yapılırdı.
Bu kesintiler bugünkü gibi doğal gaz ve elektriğe bağlı ısınan evleri çok fazla etkilemese de sanayiciye büyük sıkıntılar yaşatırdı…
Neyse ki Rahmetli Turgut Özal gibi bir lider çıktı da başta GAP gibi muhteşem projeler başlayıp elektrikte dışa bağımlılığımız azaldı.
Özal sayesinde her gün yaşanan elektrik kesintileri yavaş, yavaş ortadan kalktı. Türkiye her alanda normalleşmeye başladı.
Kıymetini bilmesek de, Türkiye Rahmetli Turgut Özal’a çok şey borçludur. Gerçekten ülkenin en sıkıntılı dönemlerinde çıktı ve bu ülke insanına hizmet etti…
Bugün yine sistemli olarak elektrik kesintileri gündemde! Yaklaşık bir hafta içinde Sakarya’nın da bulunduğu bazı illerde her gün elektrik kesiliyor.
Belli ki Türkiye elde ettiği enerjiden daha fazlasını tüketiyor. Doğal olarak günde bir saatte olsa kesintiye gidiliyor. İster istemez bu durum da hepimizin canını sıkıyor.
Zira Türkiye eski Türkiye değil ve neredeyse “nefes almamız bile elektriğe” bağlı.
Dolayısıyla bir saat bile olsa yapılan kesintiye anında tepki gösteriyoruz…
Bu arada AK Parti Hükümeti’nin ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da hakkını teslim etmek lazım. Enerji yatırımı konusunda gerçekten önemli yatırımlar yapıldı.
Kabul etmek gerekir ki, her geçen gün gelişen Türkiye’nin artan enerji ihtiyacına yetişmek de kolay değil.
Üstelik Türkiye komşuları gibi öyle “petrol” veya “doğalgaz” içinde yüzen bir ülke değil. Enerji açığını kapamak için mevcut yöntemleri kullanmaya çalışıyor…
Dünya enerji işini başta “nükleer enerji” olmak üzere “doğalgaz çevrim santrali” ve “HES’ler” vasıtasıyla çözmüş.
Ancak aynı yöntemi Türkiye kullanmaya kalktı mı, maalesef görüyoruz ki içimizdeki “istemezükçü” zihniyet hemen devreye giriyor.
Yok, “nükleer enerji” insanlara zarar veriyor, “HES’ler” doğal yapıyı bozuyor, “Doğalgaz çevrim santralleri” havayı etkiliyor gibi bahaneler ortaya sürülüyor.
İyi de bu ülke enerjide hep dışa mı bağımlı kalacak? Veya sanayici her gün elektrik kesintilerine mahkûm mu olacak? İnsanlar evlerinde üşüyecek mi…?
Kimse kusura bakmasın eğer ihtiyaç varsa ki öyle gözüküyor, bu ülke “nükleer santral de” kurmalı “doğalgaz çevrim santrali” ve “HES de.”
Kalkıp kimse de “güneş” ve “rüzgâr enerji santrallerinin” çevreye daha az zarar verdiğini falan savunmasın. Bal gibi çevreye zararı var. Kapladığı alan da cabası.
Hem elektrik kesintisine gidildiğinde ilk önce siz “carlayıp” durmayacaksınız, hem de “istemezük” deyip yapılanları engellemeye kalkacaksınız.
Size kalsak bu milleti “mum ışığına” ve “tezekle” ısınmaya mahkûm edersiniz. Neyse ki, o günler geride kaldı. “Nükleer santrale karşı çıkanlara” duyurulur…
Next