Aralarında Sakarya Üniversitesinden üç akademisyenin de bulunduğu bin 100 öğretim görevlisinin imzaladığı bildiriye tepkiler sürüyor.

Ne demişti bu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tabiriyle “öğretim görevlisi müsveddeleri”  ve akademisyenler imzaladıkları bildiride?

“Devlet başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına karşı gerçekleştirdiği katliam ve uyguladığı bilinçli sürgün politikasından derhal vazgeçmesi gerekiyor…”

Tabi bu bildiri sadece bu kadar değil. Bin 100 akademisyen bir araya gelip kafa kafaya vermiş, devleti nasıl “katliam” yapmakla suçlarız diye düşünmüş.

Ortaya da yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi “karanlık” beyinli akademisyenlerin kaleme aldığı bu bildiri çıkmış.

Akıllarınca bu bin 100 akademisyen, PKK’ya arka çıkıp devleti “katliam” yapan taraf gibi göstermeye çalışmışlar…

Yahu bir kere siz kim oluyorsunuz da Türkiye Cumhuriyeti Devletine “bildiri” veriyorsunuz. Sahi siz kimsiniz ya?

Akademisyen oldunuz diye kendinizi ne zannediyorsunuz be! Aklınız sıra bir tek sizde beyin var, bu millettin kafasının içi saman dolu.

Sizin o çok övündüğünüz o beyinlerden “salata” bile olmaz be? Olsa bile “kusmaktan” yenmez yenmez…

İşin ilginç yanı bu bildiriye imza atanlar arasında Sakarya Üniversitesi’nden de üç akademisyenin bulunması. Üstelik bunlardan ikisinin de “doktora” veriyor olması.

Bu kafayla siz “doktora” verseniz ne olacak?Olsanız olsanız“doktoralı” PKK dostu olursunuz o kadar.

Zaten de bu ülkedene kadar PKK dostu varsa,ne kadar “terör”sempatizanı varsa hepsi ya diplomalı ya da “doktoralı…”

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu bin 100 akademisyen ile ilgili son noktayı koydu. Rektörlere çağrı yapıp “bunlara haddini bildirin” dedi.

Doğrusu diğer üniversitelerin rektörleri Cumhurbaşkanı’nın bu çağrısına nasıl cevap verecek bilemiyorum.

Ancak Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas’ın vakit kaybetmeden bu üç isme “haddini” bildireceğini tahmin ediyorum…

Tabi “haddini” bildirmek derken bu iş öyle dostlar alışverişte görsün anlayışıyla göstermelik “kınamalarla” falan olmamalı.

“Doktora” verenlere Kandil’deki üniversitenin yolu gösterilmeli. Gidip “doktoralarını” orada yapmaları istenmeli.

Akademisyenlere gelince; dilimin ucuna geldi ama demeyeceğim. Onun yerine “Muzaffer Elmas gereğini yapmalı” demekle yetineceğim…