Geçtiğimiz pazar günü “27 Mayıs 1960 ihtilalinin” 52’nci yıl dönümüydü. Aradan kaç yıl geçerse geçsin “27 Mayıs” içimizde kanayan bir yara olarak hep kalacak.Hani hep söylenir; “geçmişten ders çıkarmak” diye. Galiba bu söz bize göre değil. Zira bizler geç
Geçtiğimiz pazar günü “27 Mayıs 1960 ihtilalinin” 52’nci yıl dönümüydü. Aradan kaç yıl geçerse geçsin “27 Mayıs” içimizde kanayan bir yara olarak hep kalacak.
Hani hep söylenir; “geçmişten ders çıkarmak” diye. Galiba bu söz bize göre değil. Zira bizler geçmişten ders alabilseydik, “darbeler sürecini” bugünlere kadar taşımazdık.
İsterseniz lafı daha fazla uzatmadan Türkiye’nin “darbe tarihine” şöyle bir bakalım. Ve bugüne kadar bu ülkede kaç darbe yaşamışız bir görelim…;
“27 Mayıs 1960.” Adnan Menderes Hükümeti’ne yönelik bu darbe ya da o günkü adıyla ihtilal, Atatürk Devrimi ya Türk Devrimi’nden sonra ilk askeri darbedir.
Bu darbeyi yapanlar gelecekte daha çok darbe yapılacağını tahmin edememiş olacaklar ki bugünü, “utanmadan” milli bir bayram ilan ettiler.
“22 Şubat 1962.” Başarısız ama sarsıcı bir darbe girişimi oldu. Darbe teşebbüsü sürecinde taraflar değişince darbe girişimi durduruldu. Ayaklanma olarak kaldı.
“20 – 21 Mayıs 1963.” Bu da başarısız bir darbe girişimi oldu. Bu darbe de, önceki gibi ayaklanma olarak adlandırıldı.
Kabak, Kara Harp Okulu öğrencilerinin başına patladı. İki devre 1963 ve 1964 öğrencileri okuldan atıldı.
İhtilal girişimini yapan Harp Okulu Komutanı Kurmay Albay Talat Aydemir ve arkadaşı Kurmay Binbaşı Fethi Gürcan İdam edildi.
“20 Mayıs 1969 ve 9 Mart 1971.” tarihleri arasında iki darbe girişimi oldu ve ikisi de etkisiz oldu.
“12 Mart 1971.” Askeri Muhtıra verildi. Başarılı olundu ve hükümet değişti. Zamanın “Başbakanı Süleyman Demirel, şapkasını alıp gitti.”
“12 Eylül 1980.” Askeri hareket olarak başarılı oldu. Birçok kişi, haksız yere cezalandırıldı, işkence gördü.
Sayıları hale tam olarak bilinmeyen genç idam edildi. Toplamda 3 bine yakın subay ve astsubayında ordu ile ilişkilerinin kesildiği söylendi.
“28 Şubat 1997.” Durumdan vazife çıkaran Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Milli Güvenlik Kurulu içinde seslendirdikleri memnuniyetsizliğin bir dışa vurumu oldu.
Darbede görev alanlar tarafından “postmodern darbe” olarak adlandırıldı. Zamanın Genelkurmay Başkanı, 28 Şubat sürecinin bin yıl devam edeceğini söylemişti.
“Mart 2003.” Balyoz Darbe Planı. 1. Ordu Komutanlığı hükümeti devirmek için “Balyoz” isimli bir askeri darbe planı hazırlandı.
Plana göre Fatih ve Beyazıt camilerinde bomba patlatarak hükümeti “sıkıyönetim ilan etmeye” zorlayıp sonrada kendi jetimizi düşürüp darbeye zemin hazırlamaktı.
“27 Nisan 2007.” Genelkurmay Başkanlığı internet sitesinde yer alan “e-muhtıra” ile laikliğe vurgu yapılıyor ve sivil yöneticilere bir anlamda “hizaya gelin” deniliyordu…
Evet, arada gizli kalmış veya benim atladığım darbe girişimleri mutlaka olmuştur. Ama neredeyse “sabah erken kalkanın darbe yapmaya çalıştığı” da ortada.
Yazık ya, “milli günlerden çok darbe günlerimiz var.” Her şeye rağmen Allah “sivil otoriteyi” başımızdan eksik etmesin. Darbecileri de nasıl biliyorsa öyle yapsın…
Next