Dün sabah işyerimize gelirken Atatürk İlköğretim Okulu önünden geçtim. Okul bahçesinde bir bayan öğretmen elinde mikrofon isim okuyordu.

Bayan öğretmen; Ali, Mehmet, Ayşe, Suna, Metin, Aysun, Ömer, Halit, Fatma, Ajda, Tuğrul, Hamza, Selim, Oya diye birçok isim saydı.

Arkasından da; “nerede bu çocuklar, okulların açıldığı ilk günde yoksa firar mı?” diyerek “latife” etti…

Bu sesleri duyunca yolumu biraz değiştirip şöyle bir Atatürk İlkokulu’nun bahçesine doğru yöneldim.

Okul bahçesinde oldukça yoğun bir kalabalık beklerken, tam tersi birkaç ailenin çocuklarıyla birlikte bahçede olduklarını gördüm.

Dün Atatürk İlkokulu’nda ders yapıldı mı bilmiyorum ama muhtemelen gelen veliler de okul bahçesindeki manzarayı görüp çocuklarıyla birlikte “firar” etmiştir…

Evet, dün “okul öncesi” ile birinci, beşinci ve dokuzuncu sınıf öğrencileri için “ders zili” çaldı.

Okulların açılmasından bir hafta önce başlayan “uyum eğitimine” bu yıl lise dokuzuncu sınıflarda dâhil edildi.

Bu uygulamadaki amaç öğrencilerin okula, öğretmenlerine ve arkadaşlarına daha çabuk uyum sağlamaları olarak düşünülmüştü…

Doğrusunu isterseniz böyle bir uygulamanın çocuklara çokta büyük bir fayda sağlayacağını sanmıyorum.

Tam tersi bu durum, bazı arkadaşları bir hafta daha tatil yaparken “ders başı” yapan öğrencilerin “psikolojisini” bozar.

Öyle ya, mahalle arkadaşlarından bazıları halen tatil yaparken sen kalk bu sıcakta okulda “uyum eğitimi” gör. Ne alaka…?

Anaokulu ile birinci sınıf öğrencilerinin erken okula başlamalarını da doğru bulmasak da hadi onları bir nebze olsun anlayabiliriz!

İyi de ortaokul beş ve dokuzuncu sınıfa başlayacak öğrencilere “uyum eğitimi” vermek de neyin nesi? Bun çocuklar ilk defa okula başlamıyor ki!

Öyleyse kalkıp da bu gençleri okula yeni başlayan çocuklarla eş değer tutmak o öğrencilere hem “ayıp” hem de  “eziyetten” başka bir şey değildir…

Şahsi kanaatim odur ki, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde “uyum eğitimi” adı altında başlattığı bu uygulamanın sürdürülebilir olması mümkün değildir.

Nitekim velilerin de bazı sınıflar için “ders zilinin” erken çalmasına sıcak bakmadığı öğretmenlerin “mikrofon” ile isim anons ederek öğrenci aramasından belli.

Anlayacağınız “uyum eğitimi” adı altında “anaokulları” başta olmak üzere “Milli Eğitim Bakanlığı’nın 1-5-9 icadı” beklenenin aksine “uyumsuzluğa” neden olmuştur…