Bu yıl ilk defa 30 Ağustos resepsiyonu Cumhurbaşkanlığı tarafından düzenlenip “Çankaya Köşkü’nde” yapılacak.Davetliler de öyle sadece askeri erkan ile sınırlı değil geniş bir katılım listesiyle birlikte yapılacak.Ülkenin normalleşmesi ve yönetimin siville

Bu yıl ilk defa 30 Ağustos resepsiyonu Cumhurbaşkanlığı tarafından düzenlenip “Çankaya Köşkü’nde” yapılacak.

Davetliler de öyle sadece askeri erkan ile sınırlı değil geniş bir katılım listesiyle birlikte yapılacak.

Ülkenin normalleşmesi ve yönetimin sivilleşmesi adına yeterli değil ama gelecekte yapılacak kutlamalar adına büyük bir adım olduğunu söyleyebiliriz…

Doğrusu sivil bir vatandaş olarak ben, sadece 30 Ağustos değil bütün resmi bayramların resmiyetten arındırılmasından yanayım.

Ne o öyle, her resmi bayramda aynı manzara. Askerler bürokratlar başköşede milletin seçtiği vekiller sığıntı gibi kutlamalara katılırdı.

Üstelik davetiye ile birlikte “eşlerle gelinmesi mecburi” ve resepsiyonda giyilecek kıyafetlerin rengi ve en ufak ayrıntısı yazılırdı.

Doğal olarak eşleri kapalı olan vekiller de resepsiyonlara yalnız gelir tabi yanında da eşine ait “doktor raporu” getirirdi.

Elbette bu resepsiyonlara katılmak en doğal hakkı olan sade vatandaş da bu tür organizasyonlara davet edilmez hatta yok sayılırdı…

Oldum olası milli bayramlardaki bu ayrımcılığa hep karşı olmuşumdur. Adı milli olan bir bayramın içinde vatandaşın olmamasını hep ayıplamışımdır.

Milletin vergileriyle paralarıyla maaş alan asker ve bürokrat memurlar bizatihi bu ülkenin gerçek sahiplerini hep yok saymıştır…

Onlara sorsanız sanki bu ülke için savaş verilirken ön saflarda hep rütbeli askerler ve bürokratlar vardı.

Sanki “Hasan emmi, muhtar Mehmet, Ayşe ana, çoban Süleyman, küçük Murat, v.s” bu ülke için hiç can vermedi.

Oysa bu topraklar için o insanlar canlarını vermeseydi bugün 30 Ağustos resepsiyonunu bile yapamazdınız.

Unutmayın ki, bugün omuzlarınızda 3-5 tane yıldız varsa, Cumhurbaşkanlığı Makamı size verilmişse bunu işte bu insanlara borçlusunuz…

Utanarak söylüyorum ki, bugüne kadar ülkesi için canlarını feda eden bu insanların yakınlarına şükran borcumuzu hiç ödeyemedik.

Her defasında onların bu vatana miras bıraktığı yakınlarını hep küçük gördük. Horladık ve “ötekileştirdik.”

Hatta “Bunların kafası çalışmaz. Bunlardan bir şey olmaz. Bunlar seçmesini bilmez. Çobanla benim oyum bir mi?” diye onları aşağılayıp alay ettik…

İşte bu yüzden bu yıl ilk defa 30 Ağustos resepsiyonunun “Çankaya Köşkü’nde” yapılmasını vatandaşın da milli bayramlara katılması adına önemli buluyorum.

İnşallah önümüzdeki milli bayram resepsiyonlarında, “Hasan emmiyi, muhtar Mehmet’i, Ayşe anayı, çoban Süleyman’ı, küçük Murat’ı, v.s” da görürüz.

Gelin “millete iade-i itibar” için daha fazla beklemeyin. Milli bayramları gerçek sahipleriyle birlikte kutlayın. İşte o zaman katılım da anlam da daha farklı olacaktır…