Hep duyarız.

“Şayet belediye başkanı seçilirsem ‘makam’ odasının kapısı sonuna kadar hep açık olacak.”

Bunun anlamı;

Belediye başkanlığı makamına rütbesi ve mevki kim olursa olsun gelen her vatandaş belediye başkanı ile rahatlıkla görüşecek.

Derdi ve sıkıntısı olan herkes belediye başkanına meramını anlatabilecek.

Kimse belediye başkanının “özel kalem müdürüne” takılmayacak.

Şikayeti ve isteği “sigara paketi” üzerine yazılıp yollanmayacak…!

***

Bugüne kadar Sakarya’da belediye başkanlığı yapmış bütün isimlerden bu ifadeyi duymuşuzdur.

Seçildiklerinde de bir müddet başkanlık “makam” kapısı dedikleri gibi “açık” olmuştur.

Hatta bazıları “makam” kapısını “açık” bırakmakla kalmayıp “makam” kapısını bile söktürmüştür.

Ancak ne hikmetse zaman ilerledikçe o “kapılar” yavaş yavaş kapanmaya başlar.

Sökülen “makam” kapılarının yerine kalın “duvarlar” örülmeye başlar…!

***

Şimdi yine aynı ifadeler belediye başkan “adaylarının” dilinden düşmemektedir.

“Şayet belediye başkanı seçilirsem ‘makam’ odasının kapısı sonuna kadar hep açık olacak.”

İnşallah bu defa öyle olur.

Yeni belediye başkanı seçilecek isimler gerçekten “makam” odalarının kapısını sonuna kadar hep “açık” tutar.

Zaman geçtikçe “makam” odaları önce “aralık” bırakılıp sonra tamamen kapalı olmaz.

Makamı mevkisi ne olursa olsun her vatandaş belediye başkanının odasına rahatça girip derdini, şikayetini anlatabilir…!

***

“Aday” isimleri açıklanmadan önce “medyadetay.com’u” ziyaret eden bazı “aday adaylarına” bu konu açıldığında hep şunu söylemişizdir;

“Eğer siz de diğerleri gibi ‘makam’ odalarınızı vatandaşa kapatıp, kalın duvarlar örecekseniz, Allah size bu görevi nasip etmesin.

Aksi halde kaybeden vatandaş değil siz olursunuz.

Gerçekten “makam” kapısını açık bırakacaksanız Allah yolunuzu açık etsin…!”

***

Allah kimseyi “ne oldum delisi” yapmasın.

Hele “gurur” ve “kibrin” en önemlisi de “nefsin” esiri etmesin.

Maazallah bu hasletlere “kalp” bir defa meyil etti mi “makam” kapıları da kapanır, gönül kapıları da!

Gün gelir bir de bakarsınız “makam” kapıları, bu defa sizin yüzünüze kapanmış.

İşte o gün “gururunuzla” ve “kibrinizle” ve tabii ki “nefsinizle” baş başa kalırsınız.

Ondan sonra da “Erkin Koray’ın” şarkısında dediği gibi;

“Yoldan geçenler var da, her akşam gelenler nerede” diye çoooook beklersiniz…!

***

Aslına bakarsanız asıl mesele kaç yıl belediye başkanlığı yaptığınızda değildir.

Asıl mesele; nasıl bir belediye başkanı olduğunuzdur.

“Halka hizmeti, Hakka hizmet” olarak mı gördünüz?

Yoksa “fırsat bu fırsat çeşme akarken testiyi dolduralım mı” dediniz?

Allah rızasını mı gözettiniz?

Yoksa “haram helal ver Allah’ım, garip kulun yer Allah’ım mı” dediniz?

Makam mevki sahibi olunca “yola beraber çıktığın dostları” harcadınız mı?

Yoksa “makam” altından gidince de hala onlarla dost kalabildiniz mi?

Bu sorulara cevap verilebiliyorsanız mesele yok.

Belediye başkanı seçildiğin yerin “Şehrül-Emini” sizsiniz demektir…!