Sakaryaspor kongresine iki gün kalmış.

Hala kumda oyun oynuyoruz.

Doğru dürüst Sakaryaspor adına “elini taşın altına koyan yok!”

Bakmayın öyle;

- Ben adayım.

- Sakaryaspor bu şehrin takımı.

- Biz sahip çıkmasını biliriz.

Şeklindeki açıklamalara.

Doğrusu bu konuda pek de “samimi” olunduğuna inanmıyorum…!

***

Hala kasaba zihniyeti ile Sakaryaspor Kulübünü yönetmeye kalkıyoruz.

Dışarıdan birileri Kulübe talip olunca acayip bir direnç gösteriyoruz.

Sanki dışarıdan biri Kulübe talip olduğunda sırtına alıp götürecek.

Veya yarın Kulübün kapısına hemen “kilit” vuracak.

Hal böyle olunca da Sakaryaspor bir adım ileri gitmiyor.

Olan da bu şehre ve taraftara oluyor…!

***

Dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok.

Adam Rus işadamı!

Basıyor parayı Avrupa’nın en ünlü kulübünü satın alıyor.

Veya Arap ülkelerinden bir isim çıkıyor;

Dünyanın en önde kulüplerinden birini alıyor.

Sonuç?

Kimse satın aldığı kulübü kendi ülkesine götürmüyor.

Aynı şehrin takımı olarak taraftarı ile yoluna devam ediyor.

Üstelik başarılı da oluyor…!

***

İddia ediyorum.

Bırakın Türkiye’den bir iş adamını.

Dünyanın en zengin adamı çıkıp;

- Sakaryaspor’u almak istiyorum.

Dese, yine aynı zihniyet “hortlar” ve takıma takoz olur.

- Sakaryaspor’u kimseye yedirmeyiz.

Havasıyla işi “tamamen duygusala!” bağlar.

Dolayısıyla pazar günü yapılacak “genel kurul” bir çözüm değil;

Sakaryaspor için her zaman olduğu gibi “kördüğüm” olacaktır…!