Nereden ve nasıl başlayacağımı bilmiyorum.

Ancak konuyu gündeme getirmeden de olmayacak.

Zira dün bir arkadaşımızın yakını “korona virüs” nedeniyle hayatını kaybetti.

Tabi “takdir-i ilahi” böyleymiş.

Kimsenin diyeceği bir şey yok.

Ancak bu yakınımızın anlattıklarına bakacak olursak hastanın “korona virüse” yakalanıp vefat etmesi sürecinde yaşananlar çok acı…!

***

Evet;

Aynı evde iki kişi “korona virüse” yakalanıyor.

Biri orta yaşlarda!

Ancak diğeri 85 yaşında.

Orta yaşlı hastada bazı şikâyetler baş gösterince durum sağlık ekiplerine bildiriliyor.

Eve gelen sağlık ekipleri evde yaşayanları hemen taramadan geçiriyor.

Sonuçta aynı evde kalan orta yaşlı olan ile 85 yaşındaki amcamızda “korna virüs” tespit ediliyor.

Sonuçta kontrol altında tutulmak kaydıyla bu iki kişi kaldıkları evde “karantina” altına alınıyor…!

***

Tabi 85 yaşında olan amcamızda ilk başta “korona virüs” ile ilgili belirtiler görülmüyor.

Bunun için de kendisine ne ilaç veriliyor ne de hastaneye yatırılıyor.

Fakat iki gün sonra “eklem ağrıları” başlıyor.

Ağrılar üzerine tekrar sağlık ekiplerine bilgi veriliyor.

Gelen ekip “ciğerlerinde” bir sorun görünmediğini ifade edip yine herhangi bir ilaç ve ağrı kesici vermeden gidiyor.

Tabi 85 yaşındaki amcamızın ağrıları iyice şiddetleniyor.

Tekrar sağlık ekiplerine bilgi veriliyor.

Gelen ekip yine kontrollerini yapıp;

- Sabaha kadar bekleyelim.

- Duruma göre hastaneye yatırırız.

Deyip yine herhangi bir ilaç ve ağrı kesici vermeden gidiyor.

Maalesef ağrılar artık dayanılmaz hale geliyor.

Sonuçta dün 85 yaşındaki amcamız çektiği ağrılardan “bağıra, bağıra” hayatını kaybediyor…!

***

Dedik ya;

“Takdir-i ilahi.”

Diyecek lafımız yok.

Ancak “korona virüs” tanısı konan hasta 85 yaşında.

Öyle eklem ağrıları var ki yakınlarını telefonla arayıp 85 yaşındaki amcanın durumunu sorduğunuzda telefondan “bağırma” sesini duyabiliyorsunuz.

İşte böyle bir haldeyken bu amcamız neden yoğun bakıma kaldırılmaz?

Hadi yoğun bakıma kaldırmadınız.

Yahu adam ağrılarından “bağıra, bağıra” ortalığı inletiyor.

Neden bir ağrı kesici verilmez de 85 yaşındaki adama acı çektirilir.

Yazık günah yahu…!

***

Biz bu tür olaylar ile ilgili haberleri Avrupa ülkelerinde, hatta Amerika’da duyar okurduk da;

- Çok şükür bizim ülkemizde yaşlıları “korona virüsten” ölüme terk etmiyorlar.

Diye “dua” ederdik.

N’oldu şimdi?

85 yaşındaki amcamız “bağıra, bağıra” gitti.

Ailesi perişan.

Öldüğüne mi yansın?

Yoksa yaşadığı “ıstıraba” mı…?

***

Bu sorunun cevabını birileri vermeli.

Zira Türkiye “korona virüs” vakalarının görüldüğü ilk günden bu yana çok başarılı çalışmalar yaptı ve dünya bu çalışmaları kendisine örnek aldı.

Dolayısıyla böyle “münferit” olaylar yüzünden sağlık camiasının bütün başarısını “gölgeleyecek” hadiselerin de nedeni araştırılmalı.

Bir “ihmal” veya sıkıntı varsa da gereği yapılmalı.

İlgililere duyurulur…!