Hafta sonu “sokağa çıkma kısıtlaması” vardı.

Nasıl bir kısıtlamaysa;

Bakkal ve marketler açık.

Fırınlar açık.

Orası açık.

Burası açık.

En önemlisi de;

Kuruyemişçiler açık.

Maazallah kuruyemişçiler açık olmasaydı ne yapardık biz?

İki gün vakit geçmezdi.

Doğrusu kuruyemişçilerin açık olmasını iyi düşünmüşler…!

***

Tabi bu kadar yer açık olunca da kısıtlamanın suyu çıktı.

Zira araç kullanmamak şartıyla yürüme mesafesindeki açık olan yerlere belirli saatlerde gitmek de serbest oldu.

Hal böyle olunca da ortalık insandan geçilmedi.

İyi niyetle esnetilen bazı kısıtlamalar hemen “suiistimal” edildi.

Güvenlik görevlileri aynı yüzleri sokakta görmekten ve sordukları sorulara aynı cevapları almaktan bıktı…!

***

- Nereye gidiyorsun?

- Markete.

- Nereden geliyorsun?

- Kuruyemişçiden.

- Az öce sokaktaydın.

- Şimdi nereye gidiyorsun?

- Fırına ekmek almaya.

- Arkadaşlar evdeki partiye geldi de…!

***

Yahu “sokağa çıkma kısıtlaması” her zaman istismara açık bir durumdur.

Uygulanacaksa “sokağa çıkma yasağı” uygulanır.

Herkes kapatır bir tarafını evinde oturur.

İhtiyaçlarını Cuma gününden tedarik eder.

İki gün boyunca idare eder.

Çekirdeğini de “çitletmeyiverir.”

İlla bir şey yiyecekse de “kestane” çizip “mısır” patlatır…!

***

Ortalık “korona virüsten” kırılıyor.

Öyle çekirdek “çitlemenin” zamanı değil.

Bu “korona virüs” salgınının önüne geçmek için kesin “yasak” uygulanmalı.

“Sokağa çıkma kısıtlaması” değil.

İnsanlar “patır, patır” dökülüyor.

Millet çekirdek “çitlemenin” derdine mi düştü yahu…?

***

Hafta sonları uygulayın “sokağa çıkma yasağını.”

Biran önce kurtulalım şu “korona virüsten.”

Ondan sonra millet;

Çekirdek mi “çitleyecek?”

Yoksa “kestane” mi çizecek?

“Mısır” mı patlatacak?

Kim ne halt yiyecekse yesin.

Tövbe, tövbe…!