Dün Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin “Akçay Barajı’nı” basın mensuplarına tanıtım programı varmış.

Varmış diyorum zira bu programla ilgili gece saat 10.00’da tanımadığım bir sesle programa davet edilince üzerinde durmadım.

Nitekim bu kadar kapsamlı bir program öyle son dakika içinde organize edilmez. Muhtemelen günler öncesinden programlanıp basına haber verilmiştir…

Dolayısıyla gece saat 10.00’da tanımadığım bir sesin Sakarya Büyükşehir Belediyesi Basın’dan arıyorum deyip araması tuhafıma gitti.

Kaldı ki neredeyse gece yarısına yakın birinin bizi arayıp “Şuradan araba kalkıyor. Sizi de bekliyoruz” diye davet etmesi bizim için pek hayra alamet değildir.

Öyle ya, in misin, cin misin nesin? Hiç tanımadığım bir numaradan arıyorsun, nereden bileyim senin Sakarya Büyükşehir Basında çalıştığını…?

Doğrusunu isterseniz bu Sakarya Büyükşehir Belediyesi Basın Müdürlüğü’nün ayıbıdır. Bir program varsa bunun yolu yordamı bellidir.

Şayet gerçekten davet edeceğin basın mensubunun programa katılmasını istiyorsan bir gün önceden veya aynı gün mesai saatleri içinde davet edersin.

Bu çağrıyı Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin santral telefonundan yapabileceğin gibi “mail” yoluyla da yapabilirsin. Olması gereken de budur…

Şayet bizim gibi bu programa katılmasını istemediğiniz bir basın mensubu varsa elbette bunun da yöntemi bellidir.

Aynen bize yapıldığı gibi gece yarısı birine arattırıp “yarın sabah şu saatte araç kalkıyor” diye davet edersin.

Soran olursa da “biz davet ettik gelmedi” deyip, işi kurtarırsın. Kaldı ki “yemin” bile etsen başın ağrımaz. Çağırdın mı? Çağırdın! Eh benden günah gitti…!

Yanlış anlaşılmasın bizi geç aradılar diye “alınganlık” falan yapmıyorum. Nitekim bir gün önceden de davet etselerdi zaten katılmazdım.

Bizim bu tür programlara çok nadir katıldığımızı bilen bilir. Katılanların da konuyla ilgili çok da fazla alakalı olduklarını ve bilgi sahibi olduklarını sanmıyorum.

Zira dünkü programın konusu olan “Akçay Barajı” ile ilgili “medyadaki” haberlere bakın, Büyükşehir Basın Bürosu’nun geçtiği haberdir. Öyleyse gitmenin anlamı ne…?

Elbette Sakarya Büyükşehir Belediyesi Basın Bürosu’nun, başkalarına “kırmızı dipli mumla” davetiye çıkarttığını sanmıyorum.

Ancak programa katılmasını istemediğiniz isimleri de böyle “gece yarısına 10 kala” birisine telefonla aratmak hiç “etik” olmadı. Davet etmeseydiniz daha iyiydi.

Dolayısıyla bize “kibarca katılmayın mı dendi, kabaca hakaret mi edildi” orasını “davet sahiplerine” sormalı. Kim bilir belki de bazıları böyle istemiştir…