Pazar akşamı HDP binasına saldırı oldu. Kimliği meçhul kişi veya kişiler Kavaklar Caddesi’ndeki HDP binasına çıkarak giriş kapısını yaktı.Bu olayı gerçekleştirenlerde daha sonra kayıplara karıştı. Çıkan yangın ise kısa sürede söndürüldü.Sonuçta kimsenin b
Pazar akşamı HDP binasına saldırı oldu. Kimliği meçhul kişi veya kişiler Kavaklar Caddesi’ndeki HDP binasına çıkarak giriş kapısını yaktı.
Bu olayı gerçekleştirenlerde daha sonra kayıplara karıştı. Çıkan yangın ise kısa sürede söndürüldü.
Sonuçta kimsenin burnu kanamadı. Nitekim yangın esmasında bina içinde birilerinin olduğu söylendi.
Allah muhafaza yangın anında fark edilmese bina içindeki insanlar zarar görebilir bir facia yaşanabilirdi…
Tamda çözüm sürecinin devam ettiği bir sırada Sakarya gibi bir şehirde HDP binasının yakılmak istemesi düşündürücü.
Bu şehirde HDP’nin kaç üyesi ve kaç oyu olduğu ortada. Dolayısıyla çıkıp HDP binasında böyle bir eylem yapmaya kalkmanın anlamı yok.
Kaldı ki, üye ve aldıkları oy oranlarıyla da oldukça güçlü olsalar bile “madımak” vari bir eyleme kalkışmak akıllı işi değil.
Ben şahsen bunu yapanların vatanını, milletini sevdiklerine inanmıyorum. Tam tersi ortalığı karıştırmak adına yapıldığını söyleyebiliriz…
Merak ediyorum biz hiç rahat durmayacak mıyız? İlla her gün bir karışıklık ve kargaşa ortamına mı uyanacağız?
Sokakta gezerken hep tetikte durup başımıza nereden nasıl bir “bela” gelecek diye mi yaşayacağız…?
Sahi biz neyi paylaşamıyoruz? Bu vatan hepimizin! Kimse de bizi ocu, bucu, şucu diye başka bir ülkeye kovmuyor.
Kimsenin yediğine, içtiğine, giydiğine ve giymediğine karışılmıyor. İsteyen istediği gibi yaşayıp gidiyor.
Öyleyse durduk yerde kendimize ne diye “huzursuzluk” çıkartıyoruz anlamak mümkün değil…
Galiba biz çok çabuk “gaza” gelen bir milletiz. Hele birde işin içine “vatan, millet, Sakarya” girdi mi tutabilene aşk olsun.
Yanımıza es kaza birileri ateşle yaklaşsa anında “ateş” alıyoruz. Patlarmışız, etrafa zarar verirmişiz o tarafını hiç düşünmüyoruz.
Ancak işin ucu bize de dokunmaya başladığında “ayıyoruz” ama o zaman da iş işten çoktan geçmiş oluyor…
Etrafımız ateş çemberi gibi. Her gün onlarca insan acımasızca öldürülüyor. Üstelik çoluk çocuk demeden herkes dünyanın gözü önünde katlediliyor.
O bölgelerde garibanından devlet adamına kadar kimsenin rahat olduğunu falan da sanmayın. İnsanların hepsitedirgin!
Öyleyse ülkemizi “ateş çemberi” içine atıp bizleri de tedirgin edecek bu oyunun içinde neden olalım?
Öyle ya, “kardeş, kardeş yaşamak varken” huzuru bozmak neden. Çabuk “gaza” geliyoruz dediysek “gaz” bidonuyla ortalık yakmak da nereden çıktı…?
Next