Bundan bir hafta önce akademisyen bir hocamla ilin bazı ilçelerini ziyaret ettik…

Gittiğimiz ilçelerin topografik yapısı hocamın uzmanlık alanı olduğu için yüzeysel bazı bilgilere de sahip oldum…

Bu gezide en son yaptığımız, Karasu sahilindeki belediyenin işlettiği kafede çay içmek oldu…

Kafeye oturmadan sahili biraz gezdik…

Uzun zamandır gitmemiştim Karasu sahiline…

Deniz sahilden metrelerce yeri kendi alanı içerisine almış…

O güzel kumsal engebelli olmuş…

Hatta sahil denize eskiden hafif meyilli sınırdı…

Fakat şimdi öyle değil…

Daha dikine denize doğru sahil gidiyor…

Son otorduğumuz kafenin sahil tarafındaki ahşap dinlenme yerinin altı çökmüş…

Eğer tamir edilmezse tamamen çökecek…

Deniz sahili kemirmesin diye sahile paralel denizin birkaç yüz metre içerisinde taştan setler yapıldı…

Şu işe yarıyor ama…

Karadeniz özellikle Karasu sahilinde deniz suyu dibi sahile yakın yerlerde mil olduğundan ve dalgalar ters yaptığında obruk gibi yerde çökmeler oluşuyor…

Bu çökmeler devam ettiği sürece sahilin kısa vadede yok olacağı kanısı var…

Sanki Karasu’ya yapılan liman sahili korumak yerine sahili yok etmek için yapılmış…

Liman için yapılan mendirek yeri hatalı gibi…

Zira, Sakarya nehrinin denizle birleştiği yerin Kocaali tarafında yapılması dalgaların nehirle birleştiğinde ve geri çekildiğinde mil adacıklarını deniz kendi içine doğru çekiyor…

Zaten Kocaali tarafında sahil kenarları bent haline gelmeye başladı…

Zamanla bu bentler derinlemesine devam edecek gibi…

Bu da kıyadan toprağın deniz dalgalarıyla birlikte deniz suyunun altında kalması demektir…

Dahası Karasu çevre yolu ya da sahil yolu denen yer bir süre sonra denizin sınırı olursa şaşırmamak gerek…

Bir an önce…

Bu liman yeri ile ilgi bir çalışma yapılmalı…

Ya bu liman Sakarya nehrinin Kaynarca tarafına alınarak daha kayalıklı bir kenar bulunmalı…

Ya da hiçbir şey yapmayıp Karasu ile Kocaali arasındaki sahilin insanların denizde yüzme yerine sadece denizi uçurum bentlerin üzerinden seyretme yeri olarak beklemek gerekecek…

Sağlıcakla kalın…