Son zamanlarda çeşitli kurum ve kuruluşların “basın bürolarında” görev yapan, sözüm ona temsilcilerden gelen haberler yüzünden acayip bir “bilgi kirliliği” yaşanıyor.Şimdi buradan, bu basın bürosundan şu “yanıltıcı haber” geldi bundan bu geldi diye sırala

Son zamanlarda çeşitli kurum ve kuruluşların “basın bürolarında” görev yapan, sözüm ona temsilcilerden gelen haberler yüzünden acayip bir “bilgi kirliliği” yaşanıyor.

Şimdi buradan, bu basın bürosundan şu “yanıltıcı haber” geldi bundan bu geldi diye sıralama yapmayacağım.

Ama şu bir gerçek ki hem “siyasi partiler” hem de “kurumlar” bu anlamda büyük bir yanlışın içinde.

Öyle ki, bazıları “basınla” uzaktan yakından hiç ilgisi olmayan isimlere “medya tanıtım başkanı” diye bir sıfat vermiş, onlar da iş yaptıklarını zannediyor…

Sakarya’da onlarca kurum, oda, belediye ve siyasi parti vs var. Bu kurumların “basın bürolarında” çalışan isimlere bir bakın.

Çoğunun “basın” ve “medya” ile uzaktan yakından hiç ama hiç alakaları olmadığını göreceksiniz.

Hasbelkader, birinin yakını, onun dostu, şunun akrabası, bunun arkadaşı diye “basın bürolarında” görevlendirilmiş isimlerdir.

İşin tuhafı bu arkadaşlar “basın bürolarının” koltuğuna oturdular mı seni beni beğenmezler. Başlarlar “ahkâm” kesmeye.

Öyle ki, “kraldan fazla kralcı” olup temsil ettikleri kurumlara zarar verdiklerinin farkında bile olmazlar…

Elbette bu işi layıkıyla yapan kişiler de yok değil. Zaten ben de eleştirimi bu arkadaşlarımızı “tenzih” ederek yapıyorum. Onları bu eleştirinin dışında tutuyorum.

Benim sözüm “gazetecilikle” uzaktan yakından alakası olmayan ve iki kelimeyi bir araya getiremeyen, doğal olarak da “gazetecinin” kim olduğunu bilmeyenleredir.

Sözüm, rica minnet yer bulduğu “basın müdürü koltuğundan” cesaret alıp, kendisini bir şey zanneden ve karşısındaki “gazeteciye” saygısız davrananlaradır…

Daha önce bu konuyla alakalı bir yazım oldu. Bugün tekrarlamak gerekirse, önüne geleni “basından sorumlu müdür” tayin eden kurum ve kuruluşlar yanlış yoldadır.

Bu da, son zamanlarda artan “bilgi kirliliğinden” anlaşılmaktadır. Elbette kimsenin işine karışmak haddimize değil.

Ama ben “basın müdürlüğü” gibi önemli bir göreve getirilecek olan isimlerin “gazetecilik mesleğini” yapanlardan tercih edilmesi gerektiğini söylüyorum.

Dikkat edin “gazetecilik mesleği” diyorum. Yani bu işi “meslek” olarak yapan veya yapmış isimlerden bahsediyorum.

Bunun için ise “kriterler” bellidir. Öyle iki gün bir “medyada” eline fotoğraf makinesi alan veya bu işi “amatörce” yapanlardan söz etmiyorum.

Kaldı ki Sakarya’da çeşitli “basın” kuruluşlarında “gazeteciliği” halen “meslek” olarak yapan birçok arkadaşımız mevcuttur.

Bunlar dururken asıl mesleği “kapı imalatçısı” olan isimlere hem de önemli bir kurumda “medya tanıtım başkanlığı” vermek “profesyonellik” değildir.

Netice itibariyle “kapıcıdan medya tanıtım başkanı olur mu?”, yer Sakarya ise olur. Sonuçta bugün olmasa da bir gün en büyük zararı temsil edilen kurum görür…