Havalar ısınmaya başlayınca alışık olduğumuz manzaralar da yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı.
İşyerleri kendi dükkânlarının önlerine masa sandalye atarak kaldırımlara iyice yayılmaya başladı. Hem de öyle böyle değil!
Neredeyse kaldırıma atılan masa ve sandalyelerden yayalara geçmeye yer kalmadı dersek abartmış olmayız…
Yetkililer bu duruma niye ses çıkartmıyor bilemiyoruz ama vatandaşın bu durumu kabullendiğini söyleyemeyiz.
Zaten bu konuda ki şikâyet de bize vatandaşlardan geldi. Hatta bir de fotoğraf çekip bize ulaştırdılar.
Hoş fotoğraf çekmelerine gerek de yoktu. Zira bu rezilliği görmemek için ya bu şehirde yaşamamak ya da “kör” olmak lazım…
Daha şimdiden işyerleri böyle rahat hareket edip “kaldırım işgaline” başladığına göre önümüzdeki günleri düşünmek bile istemiyoruz.
Nitekim “Ramazan” ayının başladığı şu günlerde insanların “iftar” sonrası kendini dışarı atacağı göz önünde bulundurulursa esas “işgal” o zaman başlayacaktır.
Oruçtan çıkan insanlara yer bulabilmek adına “kaldırım işgali” içinden çıkılmayacak bir hal alacaktır…
Kimse kusura bakmasın; “kaldırım işgalleri” konusunda belediyelerin bu kadar “larç” davranması hoş değil.
Belediyeler olarak siz bu millete “kaldırımları” esnaf “işgal” etsin bundan “para” kazansın diye yapmadınız. “Kaldırımlar” bütün şehrin malıdır.
Öyleyse bu “kaldırım işgallerini” neden görmezden gelip vatandaşın “mağdur” edilmesine göz yumuyorsunuz…?
İlgilenir misiniz bilemem ama insanlar “kaldırım işgalleri” yüzünden rahat yürüyemediklerinden şikâyetçi.
Özellikle de “bayanlar” bu durumdan çok mustarip. “Kaldırım işgalleri” yüzünden yollarını değiştirmek zorunda kalmaktan dert yanıyorlar.
Onlar açıkça söylemese bile “kaldırımları işgal” eden bazı kişilerin kendi aralarında yaptıkları konuşmalardan “utandıklarını” dile getiriyorlar…
Kimse kusura bakmasın, birileri “kaldırım işgali” yapıp para kazanacak diye orada oturanların “sinli-kaflı” sözlerini benim hanım kardeşlerim duymak zorunda değil!
Doğrusu hanım kardeşlerimizi “kaldırımları işgal” eden insanların rahatsız edici “söz” ve bakışları arasından geçmek zorunda bırakmaya kimsenin hakkı yok.
Gelin “kaldırım işgalleri ve hanımların şikâyeti” konusunda gereğini yapın. Zira özellikle bayanlar “kaldırımlarda” rahatça yürümek istiyor…