Geçtiğimiz günlerde bir okurumun bana bildirdiği sitemi “Sakarya Müftüsü’ne duyurulur” başlığıyla köşeme taşımıştım.Konuyla alakalı Sakarya Müftüsü İlyas Serenli imzalı bir açıklama geldi. Belli ki yazım fena halde canlarını sıkmış.Oturmuşlar satır satır

Geçtiğimiz günlerde bir okurumun bana bildirdiği sitemi “Sakarya Müftüsü’ne duyurulur” başlığıyla köşeme taşımıştım.

Konuyla alakalı Sakarya Müftüsü İlyas Serenli imzalı bir açıklama geldi. Belli ki yazım fena halde canlarını sıkmış.

Oturmuşlar satır satır inceleyip karşısına da “kişiyi bağlar, hakaret, iğrenç” diye de not düşmüşler.

Doğrusunu isterseniz gelen açıklamayı değil de, yazımın üzerine düşülen notları kim yazdıysa bunu ona hiç yakıştıramadım.

Dolayısıyla kalkıp o notlar üzerinden Sakarya Müftüsü İlyas Serenli’ye cevap vermek istemiyorum.

Ancak ölen kişinin vasiyeti üzerine düşülen “Her vasiyetin yerine getirilmesi söz konusu değil. Kaldı ki vasiyet bizi bağlamaz” notuna da değinmeden edemeyeceğim.

Zira “vasiyetin” kendilerini çok fazla ilgilendirmediğini belirtilen İl Müftüsü İlyas Serenli’nin bu bölümü iyi okumasında fayda görüyorum…

Bundan iki sene önce hayatını kaybeden bir tanıdığım, şehrin gayet müstesna yerindeki evini, çocuğu olmadığı için Yeni Cami’ye bağışladığını “vasiyet” etti.

Merhum hayattayken cami yetkililerine de böyle bir “vasiyeti” bulunduğunu bildirdi. Vefat edince de hemen işlem başlatıldı. Hem de nasıl biliyor musunuz?

Daha adamcağızın cenazesi kaldırılmadan, sizin gerek yok dediğiniz “salası” henüz okunmadan.

Olur ya, merhumun bir varisi çıkar da “vasiyet” konusunda bir sıkıntı olur, ev de elden gitmesin diye hemen tedbir alındı.

Millet cenazeyle uğraşırken, ilgili kişiler sabah ezanında kalkıp “çilingir” getirip evin kilitlerini değiştirdi.

Ve çok acıdır ki, evini bahçesini Yeni Cami Derneği’ne bağışlayan merhumun cenazesini bile kaldırma nezaketinde bulunulmadı.

Birileri merhumun “vasiyeti” üzerine malı mülküyle uğraşırken “salası” bile vatandaşlar tarafından okutuldu…

Şimdi soruyorum? Hani “vasiyet” sizi çok fazla ilgilendirmiyordu? Hani her “vasiyetin” yerine getirilmesi söz konusu değildi?

Neden o merhumun “vasiyeti” o tarihte Müftülüğü ilgilendirdi? Niye “vasiyetini” yerine getirmek için sabah ezanında işe koyuldunuz?

Peki, yazıma konu ettiğim o merhume “sala” değil de, Sakarya Müftülüğü’ne evini, bağını, bahçesini bağışladığını “vasiyet” etseydi ne yapacaktınız?

Yine, “Her vasiyetin yerine getirilmesi söz konusu değil. Kaldı ki vasiyet bizi bağlamaz” diyecek miydiniz? Hiç sanmıyorum…

Bu yazıyı yazmak hiç içime sinmedi ama Sakarya Müftülüğü’nden gelen o yazı üzerindeki ifadeler beni buna mecbur etti.

Dolayısıyla siz din adamısınız “işinize nasıl geliyorsa” öyle davranamazsınız. Sizin göreviniz insanlara dini konularda yardımcı olmaktır…