Bütün uyarılara rağmen “makam aracı” saltanatı son hızla devam ediyor. En son Türkiye Futbol Federasyonu Sakarya Bölge Müdürlüğü de bu furyaya katıldı.
Eski makam aracının suyu mu çıktı neyse, TFF Sakarya Bölge Müdürü Ferruh Sezgin de Mercedes marka “makam aracı” sahibi oldu.
Dolayısıyla Ferruh Sezgin’in Mercedes CLA 180 marka makam aracı hayırlı uğurlu olsun. Maaile iyi günlerde kullanırlar İnşallah…
Kim ne derse desin. İnsanlardaki şu “lüks makam aracı” merakı nedir anlamak mümkün değil.
Hele hele özellikle Mercedes marka “makam aracı” merakını anlamak hiç ama hiç mümkün değil.
Özenti midir, merak mıdır, “onda var bende niye yok mudur” yoksa içlerindeki “ego mudur” anlamadık gitti…
Bu hastalık neredeyse bütün “makamlar” için söz konusu. Hasbelkader bir tarafı “makam koltuğu” görenin aklına hemen Mercedes marka “makam aracı” geliyor.
Allem edip kallem edip kendilerine Mercedes veya son zamanların gözdesi “Audi” marka “makam aracı” alıyorlar.
Sanki orta halli marka bir “makam aracına” binseler “klâsları” sarsılacak. Gerçi “makam” sahibi olmakla “klâs” olunmuyor ya neyse…
Yazık günah yahu! Ortalık son model Mercedes ve “Audi” marka “makam araçlarından” geçilmiyor.
Belediye başkanlarından tutun da “kıytırık” müdürlere kadar herkes Mercedes marka “makam aracı” peşinde koşuyor.
Üstelik hükümetten gelen her türlü ikaz ve uyarıya rağmen de bir şekilde Mercedes marka “makam aracı” amacına ulaşıyorlar…
Şuraya yazıyorum. Yakın bir tarihte bu ülke kendi aracını üretmeye başlasa bile bu zevat Mercedes marka “makam aracı” sevdasından vazgeçmez.
Kendi yerli otomobilinin yerine yine Mercedes ve “Audi” marka lüks “makam aracı” kullanmaya devam eder.
Zaten son günlerde Mercedes ve “Audi” marka “makam aracı” edinme furyasının giderek artış göstermesi de bunu kanıtlıyor…
Maalesef birçok ülkede devlet başkanları mütevazı “makam aracı” kullanırken, hatta bazıları “bisikletle” gidip gelirken bizimkiler havadan ödün vermiyor, veremiyor.
Tabi bizimkilerin babalarının evinde de hep Mercedes veya “Audi” marka araçla gezip tozmalarının bunda payı büyük.
Dolayısıyla “makam aracı” alırken “ille de Mercedes olsun” diye tutturmaları “egolarından” kaynaklanmıyor. Aslında kendileri çok mütevazıdırlar…