Türkiye geçtiğimiz hafta sonundan itibaren  “DEAŞ” ve “PKK” kamplarını karadan ve havadan vurmaya başladı. Tabi hemen “şer” cephesi harekete geçti.

Daha düne kadar “DEAŞ’ı” himaye etmekle ve “PKK’nın” saldırılarına sessiz kalmakla suçlanan Türkiye’ye saldırı başladı.

Hadi dış güçlerin Türkiye’ye saldırmalarını anlarım. Onlar Türkiye’nin güçlü olmasını asla istemez. İyi de içimizdekilere n’oluyor…?

Ulusal gazetelere ve malum televizyonların yayınlarına bakıyorum da “DEAŞ” ve “PKK’ya” yapılan operasyonlara çok üzülmüşler.

Hele “PKK” konusunda neredeyse oturup ağlayacaklar. Sanki devlet “dağda” terörist değil de çiçek toplayanları bombalıyor.

Birden bire nereden çıktı bu malum medyanın “DEAŞ” ve “PKK” sevgisi anlamak mümkün değil…

En çok da “DEAŞ” ve “PKK’ya” yapılan saldırıları Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ile bağdaştırmaya çalışanlara “ifrit” oluyorum.

Neymiş Cumhurbaşkanı Erdoğan kendini korumak için bu saldırıları başlatmış. Başbakan Davutoğlu da “oy” hesabı yapıyormuş.

Kusura bakmayın ama ne Cumhurbaşkanı Erdoğan nede Başbakan Ahmet Davutoğlu sizin kadar “kansız” değil…

Ne yani devlet askerinin, polisinin “şehit” edilmesine seyirci mi kalacak? Onların “kanını” yerde mi bırakacak?

Adamlar gelecek Suruç’ta “canlı bomba” ile eylem yapıp 32 kişiyi katledecek, sonra da ortalığı yangın alanına çevirecek, devlet de sessiz kalacak.

Artık herkesin tarafını belli etme zamanı geldi. Anlaşılan siz “DEAŞ” ve “PKK’yı” çok seviyorsunuz. Öyleyse onların saflarına katılabilirsiniz. Bizim için mahsuru yok…

Kimse kusura bakmasın. Ortalığı yakıp yıkan, askerimizi ve polisimizi şehit eden “DEAŞ” ve “PKK’ya” karşı “sabır taşı” çatladı.

Bugüne kadar devlet hep “barıştan” yana tavrını korumaya özen gösterdi. Ya “PKK” ne yaptı? Tam tersi bir tutum içinde oldu.

Küstah açıklamalar, sokak eylemleri, tehditler ve tabi alçakça asker ve polisimize yapılan saldırılar…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti “barış olsun” diye üzerine düşen görevi yaptı. Bu “mutabakatı” bozan taraf “PKK” oldu.

Ne zaman ki “PKK” elindeki silahı bırakır, devlet her şeye rağmen “şefkat” elini tekrar uzatır.

Aksi halde Türkiye Cumhuriyeti Devleti “DEAŞ” ve “PKK’dan” bunun hesabını sorar. Nitekim “ilk kan”terör örgütleri “DEAŞ” ve “PKK” tarafından akıtıldı…