Sakarya dışarıdan bakıldığında “gösterişli” ve bir o kadar da büyük bir il gibi karşımıza çıkıyor.Nitekim şehrin altyapı ve diğer yatırımları noktasında bu düşünceyi haklı çıkartacak birçok done de bulunuyor.Ancak gerçekte yapılan birçok iş olsa da sanki

Sakarya dışarıdan bakıldığında “gösterişli” ve bir o kadar da büyük bir il gibi karşımıza çıkıyor.

Nitekim şehrin altyapı ve diğer yatırımları noktasında bu düşünceyi haklı çıkartacak birçok done de bulunuyor.

Ancak gerçekte yapılan birçok iş olsa da sanki bu şehir yapılanı, edileni insanlara pek göstermiyormuş gibi bir izlenim veriyor.

Dolayısıyla şehir yatırımlarıyla, büyümesiyle, sanayisiyle hızlı bir “ivme” kazansa da vatandaşın bunu hissettiğini söylemek mümkün değil…

Mesela, trafiği rahatlatmak adına “alternatif yollar” açıldığını biliyoruz. Buna bağlı olarak “kavşak” çalışmalarının yapıldığı da ortada.

Ancak trafiğin rahatlaması adına bunun vatandaşa yansıması bir türlü olmuyor. Bu şehirde halen trafik sorunu yaşanıyor.

Özellikle akşam saatlerinde hangi kavşak noktasına gitseniz trafiğin “felç” olduğuna tanıklık ediyorsunuz.

Demek ki bir yerde bir eksiklik veya yanlışlık var. Bu kadar yatırıma şehir içi trafik su gibi akıp gitmeli. Ama olmuyor…

Keza ulaşım noktasında da onca yollar açılıp bu yollara yeni hatlar, güzergâhlar ilave edilse de sıkıntı bitmiyor.

Ne minibüsler ne de dolmuşlar insanları taşımaya yetişemiyor. Belediye otobüslerine yapılan yatırım bile soruna çare olmuyor.

Öte yandan “Adaray” atıl bir vaziyette çoğu zaman yolcusuz Arifiye’ye gidip geliyor. Anlayacağınız taşımacılık da bunca yatırıma rağmen çözülmüş değil…

Yeni yerleşim bölgeleri konusunda ciddi yatırımlar yapıldı. Şehir Karaman, Camili ve Korucuk gibi önemli yerleşim alanları kazandı.

Yaklaşık yüz bin kişinin yaşaması beklenen bu bölge bünyesinde barındırdığı insanları bir türlü mutlu edemedi.

Maalesef, yüz bin kişinin yaşaması hedeflenen bir yer deyince insanın aklına her şeyi ile şıkır şıkır bir yer gelse de bu bir türlü başarılamadı.

Neredeyse küçük bir il nüfusuna denk bir şehir görünümündeki yeni yerleşim bölgesi ile şehir merkezi bütünleşemedi…

Bu örnekleri çoğaltmak mümkün olsa da şehircilik adına yapılanı üst üste koyduğunuzda ciddi bir değer ortaya çıkıyor.

Bu da ister istemez Sakarya’yı bir yabancı gözüyle “gösterişli” ve bir o kadar da büyük bir il olarak gösteriyor.

Ancak yukarıda da belirttiğim gibi bu “gösteriş” ve büyüklük sanki bu şehir insanına pek yansımıyor.

Sanki bir yerde bir eksiklik var. Bu eksiklik de şehir için yapılan bütün yatırım ve “hizmetleri” adeta gizliyor.

Dolayısıyla Sakarya; Osmanlıca’da “gösteriş ve iriliği olduğu halde hiçbir tesiri ve değeri olmayan şey” anlamına gelen “heyula gibi bir şehir” izlenimini veriyor…