Pazar günü önemli bir seçimimiz var. Dolayısıyla bugünkü yazımı da “referanduma” ayırmak istedim.
Zira “16 Nisan’da” yapılacak “Cumhurbaşkanlığı sistemi” ile ilgili “referandum” sonuçları Türkiye için önemli.
Kimi öyle kimi böyle dese de “referandumdan” çıkacak sonuca göre Türkiye’de artık yepyeni bir dönem başlayacak…
Peki, “referandumdan” çıkan sonuç ne olur? Bugüne kadar yapılan anketlere bakacak olursak netice “evet” olacak gibi gözüküyor.
Her ne kadar başlangıçta kararsız seçmenin oranı fazla olup bu durum “hayır” cephesinin işine yarar gözükse de kampanya sürecindeki bazı söylemler işi ters yüz etti.
Maşallah ana muhalefetin başında öyle biri var ki “akım” derken bir anda “karayım” deyip işi yüzüne gözüne bulaştırmayı iyi biliyor…
Sadece bu da değil tabi. CHP içinde her kafadan öyle sesler çıkıyor ki zannedersiniz ki parti, parti değil önüne gelenin “laf ebeliği” yaptığı bir yer.
Öyle ya, parti dediğin yerde bir disiplin olur! Genel başkan ve parti yönetiminin dışında öyle herkes kafasına göre hareket etmez.
Genel Başkan ve parti yönetimi bir strateji belirler ve kampanya sonuna kadar partinin bütün organları da buna uyar…
Gerçi atalarımız “balık baştan kokar” diye boşuna dememiş! Parti başındaki isim ne dediğini bilmezse sonuç da bu olur.
Sen parti genel başkanı olarak “bu sistemde başbakan başka, cumhurbaşkanı başka partiden olursa, asıl kavga o zaman çıkar” dersen üyelerin ne demez?
Biri çıkıp milleti “İzmir’den denize dökmeye” kalkar, bir başkası da vatandaşa “hakaret” etmeyi meziyet sayar…
Sonuçta kampanyanın başlangıcında oldukça yüksek bir oranda bulunan “kararsız” seçmen de kızıp “kararını” verir.
Tabi verdiği karar da “evet” yönünde olur. Hatta “hayır” demeye niyetlenen bile bu ifadeler karşısında “evete” döner.
Çıkıp millete “Cumhurbaşkanlığı sisteminin” ne getirip ne götüreceğini “dürüstçe” anlatmak varken başka yollara girersen, millet de seni ciddiye alıp takip etmez…
Lafı daha fazla uzatmaya gerek yok. Kararsızların kararını verip “evete” dönmesiyle son bir haftada makas iyice açıldı.
Öte yandan bir de yurt dışında kullanılan 1 milyon 500 bin oyun yaklaşık 1 milyonunun “evet” çıkacağı da tahmin ediliyor.
Netice itibariyle vatandaşın yüzde 50’den fazlası pazar günü “haydi bir daha” deyip oyunu “evet” olarak kullanacak gibi gözüküyor. Nasip, bekleyip göreceğiz…