Muhteşem bir tablo olan gökyüzü-yeryüzü ve kâinat, insan denilen sanatsever canlının zihni ve duyguları önüne serilmiş.
Bütün insanlık binlerce yıldır bu muhteşem ve muazzam sanatın hayranı ve âşığı olarak düşünüyor, geziyor, konuşuyor ve yazıyor.
İnsan ve kâinat, İlâhî ahlakın ve güzelliklerin ifadesi olan Esmâ-yı Hüsna ile kurulmuş iki âbidedir.
Hem Allah’ın maksatlarını gösteren ve okutan iki İlahî kitaptır. Hem sonsuzluğa açık iki evrensel ruh ve programdır.
İnsanın aklı, geçmiş ve geleceği görüyor.
Geleceğin endişeleri, geçmişin hüzünleri her insanın aklının ayrılmaz hediyeleridir.
Bu ezel ve ebede uzanan yapısı ile akıl, kâinat kitabı ve yazılımını okumaya, anlamaya ve yutmaya çalışıyor.
Nasıl ki bir programı, onun altyapısı ve çözücü programı olmayan bir bilgisayar tanımıyor, okuyamıyor, algılayamıyor.
Aynen öyle de insanın zihin-his-fizik cepheleri ile kâinat arasında da aynı ilişki vardır. İnsanın karanlıktan ve belirsizlikten korkan hislerini düşünürsek, dış dünya ve içindeki her şey akıl kavramasa ve kuşatamasa dahi insanın his dünyası ve fizik âlemi açısından belirgindir.
Aksi halde insan korkudan ölecekti.
Evet insan, fizik ve his yönünden âlemle bir bütündür. Bir fok balığına veya balinaya yapılan zulmü görünce kalbi sızlar, yüzü ekşir, bedeni irkilir. İsterse bu olayı bilgisayar ekranından izlesin.
Hem yüzlerce yıl önce yaşanmış bir işkence veya öldürme sahnesini şu an tasvirli bir şekilde duysa ve dinlese, o anda yaşıyormuş gibi üzülür, ağlar ve acı çeker.
Hazır an ve geçmiş zaman böyle bir kalp ve nefs için dipdiridir.
Sonuç olarak diyebiliriz ki kâinatı, gökyüzünü ve yeryüzünü sonsuz cemal ve kemalinin sanatlarıyla bezeyen ve donatan Yüce Sanatkâr, kâinatta görünen bütün sanat çeşitlerini cem etmeyi, tamamına birden bakılabilmesini istemiş ve şuurlu insan hayatını yaratmış.
Hem insanı öyle mukaddes ve aydınlık potansiyellerle kodlamış ki, bu küçücük insanın içine kâinatı içine alabilecek marifet ve muhabbeti, bütün yaratılmışları kuşatacak bir şefkat ve merhameti yerleştirmiş.
Yaşanan bütün olumlu ve olumsuz, acı ve tatlı olaylarla bu potansiyelleri aktif hale getirerek her bir insanı evrensel bir ruh ve ebedî bir hayat kılmak istiyor. (Erdem AKÇA)
Sağlıcakla kalın…
Next