Hükümet tarafından Meclise getirilen “iç güvenlik paketi” ile ilgili görüşmeler kavga gürültü gidiyor.Özellikle muhalefetin “iç güvenlik paketinin” görüşmelerini engellemek adına ortaya koyduğu tutum anlaşılır gibi değil.Doğrusu başta CHP olmak üzere muha

Hükümet tarafından Meclise getirilen “iç güvenlik paketi” ile ilgili görüşmeler kavga gürültü gidiyor.

Özellikle muhalefetin “iç güvenlik paketinin” görüşmelerini engellemek adına ortaya koyduğu tutum anlaşılır gibi değil.

Doğrusu başta CHP olmak üzere muhalefet partililerinin kafalarının “hinliğe” çalıştığını biliyorduk ama bunlar artık bir adım ötesine geçmişler.

Küfürler, hakaretler, itmeler, kakmalar, yumruklar, Allah ne verdiyse bir birlerine girişiyorlar…

Koca, koca adamlar Mecliste oturup “iç güvenlik paketi” üzerinde konuşup tartışacaklarına “kafa, göz” yarıyorlar.

İşin tuhafı karşısındaki bayanmış, yaşça kendilerinden büyükmüş deyip geri adım atalım diye düşünen yok.

Orası “milletin meclisi mi” yoksa “boks ringi mi” belli değil. Bu nasıl iştir anlamadık gitti…

Hayır, özellikle CHP milletvekilleri “kadın hakkı” falan dedin mi mangalda kül bırakmaz. Ama iş meclisteki bayanlara gelince “kadın hakkı” falan kalmaz.

Nitekim Meclis Başkanlığı yapan AK Parti Milletvekili Ayşenur Bahçekapılı’ya neler yaptıklarını gördük. Kadıncağızı resmen çıldırttılar.

CHP’nin sözde “kadın hakları havarisi” kesilen milletvekilleri Bahçekapılı’ya demediklerini bırakmadı.

Hatta daha da ileri gidip “şiddet” bile uyguladılar. Bıraksalar CHP’liler Ayşenur Bahçekapılı’yı “parça pinçik” edecek.

Hani n’oldu sizin “kadın hakları” savunuculuğunuza? Söylediğiniz her söz gibi bunun da “fos” çıktığını gördük…

Kimse kusura bakmasın. Milletin meclisini kimse bu hale düşüremez. Vatandaşlar sizi oraya kendi vekili olarak gönderdi.

Öyleyse işinizi yapın. Ortalığı durduk yere germeyin. AK Parti’nin “iç güvenlik paketini” beğenmiyorsanız yarın siz iktidar olduğunuzda bunu değiştirirsiniz.

Kavgayla, gürültüyle hiçbir şey elde edemeyeceğinizi anlayın artık. Oranın da meclis olduğunu unutmayın.

Vatandaş her akşam sizin Mecliste nasıl kavga ettiğinizi, birilerinin kafasının yarıldığını, gözünün patladığını görmek istemiyor.

Ankara’ya gönderdiği vekilinden kavga etmek yerine ülkesi ve şehri için hizmet etmesini istiyor…

Öyleyse vatandaşın vekili olduğunuzu unutmayın ve ona göre davranın. Meclisi kavga yerine çevirmeyin.

Nitekim bu halinizle o Meclis çatısı altında milletin vekili olarak görev yapmayı hiç ama hiç hak etmiyorsunuz.

Sahi yarın “hangi yüzle” milletin karşısına çıkıp yetki isteyeceksiniz? Ondan sonra millet size yetki vermeyince de kızıyorsunuz. Kabahat millette değil sizde, sizde…