Kimileri “vatan sana canım feda” diye “mangalda kül” bırakmasa da, acı ama tarihte bu ülkeye sahip çıkanlar Türkler dışında ki beğenmediğimiz azınlıklar oldu.Hani özellikle Cumhuriyet’ten sonra üzerlerine baskı kurarak Türkiye’yi terk etmeye zorladığımız

Kimileri “vatan sana canım feda” diye “mangalda kül” bırakmasa da, acı ama tarihte bu ülkeye sahip çıkanlar Türkler dışında ki beğenmediğimiz azınlıklar oldu.

Hani özellikle Cumhuriyet’ten sonra üzerlerine baskı kurarak Türkiye’yi terk etmeye zorladığımız insanlar var ya işte onlar biz Türklerden daha sadık çıktı.

Elbette özellikle Osmanlı döneminde içlerinde ülkeyi bölmeye parçalamaya çalışan “gayrimüslimler” oldu. Ama onların sayısı biz Türklerin yanında azınlıkta kaldı…

Buna en çarpıcı örneği Osmanlı döneminde Abdülhamit’in alçakça tahttan indirilmesine tek karşı çıkan İstanbul Mebusu “Rum asıllı Yorgo’yu” gösterebiliriz.

Tarihin garip cilvesine bakın ki, bugünde devletin zaafa uğramasına, zarar görmesine karşı çıkanda “İshak Alaton’dan” başkası değildir.

Doğrusu geçmişten günümüze bu iki isim arasında yakın bir benzerlik bulunması bu ülkede yaşayan Türkler adına çok manidardır…

Tarihine Abdülhamit’in nasıl alçakça tahtan indirildiğini bilen bilir. Bilmeyenlerin ise zabıtlara geçen ve aşağıda yer alan bu vakayı okumasını tavsiye ederim;

“Meclis Reisi Gazi Ahmed Muhtar Paşa padişahın tahttan indirilmesi hususunda kanun teklifi verdi. Tarihte görülmemiş bir garabet örneği olarak fetvâ Mecliste oylandı.

Mebusların müspet oy vermekte çekinmesi üzerine kürsüye gelen Talat Bey komitacı kimliği ile mebusları tehdit ederek muhaliflerin ayağa kalkmasını istedi.

Kimse ayağa kalkmadı. Sadece İstanbul mebusu bir Rum kalkıp, ‘Yazıktır! Günahtır! Bir devletin geleceği ile oynuyorsunuz’ diye itirazda bulundu.

Sonra da kendisi ‘Yobaz, hâin, mürteci!’ haykırışlarıyla linç edilmek istenip, yaka paça Meclisten atıldı…”

Kim ne derse desin, o gün, “Müslümanların Halifesine Meclisteki onca sarıklının değil de, bir Rum’un sahip çıkması” çok manidardır.

Maalesef bugünde “hortlayan” aynı zihniyete “Yazıktır! Günahtır!” diyen bir tek “İshak Alaton” olmuştur.

TÜSİAD’ın Hükümete karşı yaptığı çıkışa, Genel Kurulda söz alıp yüzlerine karşı; “Şimdi ‘demokrasiyi’ öğrenme zamanı” deyip şu eleştirileri yapmıştır;

Bu yolda görev almak istedim. TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz’a bir Vakıf kurma teklifinde bulundum.

Bakalım bugünkü yönetim, umutsuz vak’a olma yerine böyle bir açılıma girer mi? Göreceğiz.

Demokrasiden yana gibi görünüp, profesörlere raporlar yazdırıp, sonra bu raporları çöpe atarak demokrat olunmaz dediğimde çok kızıyor bu dinozorlar…”

İnsan soramadan edemiyor. Bu ülkeye biz Türkler ne zaman sahip çıkacağız? Hep horladığımız, dışladığımız insanlar mı bu devlete sahip çıkacak?

Senaryo aynı. Dün olduğu gibi bugünde “Bu devletin geleceği ile oynanmaya çalışılıyor” ve bunun içinde her yol deneniyor.

Dün devlete sahip çıkan beğenmediğimiz “Rum Yorgo” bugün ise “İshak Alaton.” Bence bugün herkes “gerçek vatansever kim” sorusuna cevap aramalı…