15 Temmuz sonrası önce gözaltına alınan, sonra tutuklanan, nihayet ordudan ihraç edilen bir yüzbaşı ile yan yana fotoğraf çektirip, bir de yemek yesek başımıza ne gelirdi?
Hele; “Yüzbaşı ile yaptığımız görüşme sonrası birlikte yemeğimizi de yiyerek millet adına kendisine teşekkür ettik” diye de tweet atsak n’olurdu?
Dahası; “Hainlerin darbe yapmaya kalkıştığı gece emir ve komutayı ele alarak devlete bağlılığını bildiren yüzbaşı” diye övdüğümüz kişi darbeci çıksa neler olurdu?…
Muhtemelen önce Sakarya Emniyet Müdürlüğü’nden görevli birkaç arkadaş sabahın erken saatlerinde kapımıza dayanırdı.
Darbeci yüzbaşı ile neden makamımızda bir araya gelip bir de fotoğraf çektirdiğimizi sormaya başlarlardı.
Sonra da haklı olarak bu darbeci yüzbaşı ile yediğimiz yemeği “burnumuzdan” getirirler biz de derdimizi anlatamazdık…
Tabi sadece derdimizi anlatamamakla kalmayıp büyük bir ihtimalle kendimizi hâkim karşısında bulurduk.
Hâkimin muhtemel soruları karşısında ise neler söylerdik, nasıl bir mazeretin arkasına sığınmaya çalışırdık bilemiyorum.
Ancak hangi mazeretin arkasına sığınırsak sığınalım karşısına çıktığımız hâkimi kesinlikle ikna edemezdik. Şahsen ben ikna olmazdım…
Doğrusu bu fotoğrafı veren ve ilgili tweetleri atan kim olursa olsun böyle bir ortamda hiçbir mazeretin arkasına sığınamaz.
15 Temmuz’un üzerinden iki gün geçmiş 250 insan tankın, tüfeğin, uçağın karşısında “şehit” olmuş, sen kalk darbeci bir yüzbaşı ile bir araya gel.
Üstelik 15 Temmuz akşamı İzmit Seymen Kışlası’ndan Sakarya Valiliği’ni işgale gelen tanklara “eskortluk” yapmış bir isme “kefil” ol. Bunu nasıl izah edersiniz?…
Bırakın yargının vereceği kararı her şeyden önce bu 15 Temmuz akşamı hayatını kaybeden 250 “Demokrasi Şehidi’ne” büyük bir saygısızlıktır.
Bu insanlar o gece “FETÖ’nün” darbecilerine karşı can verip “şehit” olsun sen o darbecilerden biriyle yemek yiyip ona “kefil” ol ve övgüler diz.
Kusura bakmayın ama bunu bize kimse izah edemez. Bırakın bizi, sokaktaki insana, özellikle de 250 “Demokrasi Şehidi’ne” ve onların ailelerine hiç izah edemez…
Yukarıda da belirttiğimiz gibi iyi ki “FETÖ’nün” hain “haşhaşilerinden” biri ile poz verip yemek yiyen, sonra da ona övgüler yağdıran bir duruma bizler düşmedik.
Gerçi aynı durumda biz olsaydık utancımızdan sokağa çıkamadığımız gibi bu şehri de çoktan terk etmiştik.
Allah kimseyi; “FETÖ’nün darbecilerine selam, göreve devam” durumuna düşürmesin. Hele ki 15 Temmuz akşamı 250 “şehit” vermişken…