Yanılmıyorsam 1980’li yıllardı.

Televizyonun tek kanallı olduğu o yıllarda TRT1’de Metin Akpınar ile Zeki Alasya’nın birlikte oynadığı “aşı kampanyasının” tanıtımı vardı.

Çok eğlendirici, düşündürücü ve bilgilendiriciydi.

O tanıtım filmi öyle bir tutmuştu ki adeta bu tanıtım filmindeki bütün “replikler” hayatımıza girmişti.

Günlük konuşmalarımızın arasına bu “replikleri” serpiştirir hep beraber gülerdik.

Hatta o tanıtım filmindeki bütün “replikleri” ezberlemiştik dersek yalan olmaz…!

***

Hala hatırlıyorum.

Muhabir, köylü bir vatandaşla röportaj yapar.

Röportajda çocuklara “aşı” yaptırmanın önemini anlatmaya çalışır.

Muhabirle köylü vatandaş arasında da şöyle bir “diyalog” geçer.

Aynı “replik” ve şiveyle aktarmak gerekirse;

Muhabir;

- Kaç çocuğunuz var?

Vatandaş;

- Unsekiz.

Muhabir;

- Demek tam on sekiz çocuğunuz var.

Vatandaş;

- Heeee.

- Üç dene daha vaıdıııı.

Muhabir;

- Ne oldu onlara?

Vatandaş;

- Biri su çiçeenden gitti.

- Biri kızamıktan getti.

- Diğerine nolduuydu gııız?

Vatandaşın hanımı;

- Eşek depti.

Vatandaş;

- Heeee eşek depti.

Muhabir;

- Yazık olmuş.

- Artık “aşının” değerini anlamışsınızdır.

- Aşı kampanyasına katılacak mısınız?

Vatandaş;

- Daaabiii.

- Eşegi aşılatacağaaaam…!

***

Bugün “korona virüs” ile ilgili durumumuz da aynen bu “aşı” tanıtım filmine döndü.

Kim hangi “aşıyı” olacak?

Kim kimi “aşılayacak.”

“Aşı” kime ne zaman yapılacak?

Yapılmalı mı yapılmamalı mı?

Kafalar allak bullak…!

***

1980 yıllardaki o “aşı” tanıtım filminde çocuklara “aşı” yaptırmayan köylü kesimin eğitimsiz ve “cahil” olduğu ima edilirdi.

Bugün ise gelinen noktada “korona virüse” karşı geliştirilen “aşı” tartışmalarında kimin eğitimsiz ve “cahil” olduğu, kiminse eğitimli olduğu belli değil.

Zira birinin “ak” dediğine öteki ısrarla ve inatla “kara” diyor.

Gel de bu ortamda karar verip “korona virüse” karşı “aşı” ol…!

***

Yok arkadaş!

Bu “korona virüs” ile ilgili “aşı” tartışması bitmez.

Kim ne derse desin.

Ne söylerse söylesin.

Ben kararımı verdim.

Galiba ben “Eşegi aşılatacağaaam.”

Şayet “eşek nalları dikmezse” ondan sonrasını düşünürüz…!