Next
Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Erkal, Türkiye’nin hiçbir ciddi devletin kabul edemeyeceği bazı tavizlere zorlandığını belirterek “Mağlup olan bölücü ve ırkçı, dıştan kumandalı terör örgütü ve onun destekçisi partinin fırsat bulmuşken çok talepkâr bir çizgi izleme peşine düştükleri görülmektedir. Türkiye haklı olarak iç yapıyı güçlendirmek için çabalarken, teröre son verdirmeyi düşünürken, acaba tersi mi olur şeklinde düşünenler oluyor.” diye konuştu.
Örgüt militanları ve malum partinin eşit vatandaşlık diye tutturduğunu, Anayasa’nın ve bazı yasaların delik deşik edilmesini hedef aldıklarını belirten Erkal, sözlerine şöyle devam etti: “Bizzat Anayasada eşitlik maddesi olduğu gibi uygulamada da bunun dışına çıkıldığı pek görülmemektedir. Vatandaşlığı reddeden sözde bazı vatandaşlar eşit olmadıkları için mi her türlü siyasi ve iktisadi faaliyete girebiliyor, tapu alıyor, kamu hizmetlerinden faydalanıyor, AVM’lere, turistik otellere, benzin istasyonlarına sahip olabiliyorlar? Aslında aranan eşitlik falan değildir. O zaten gereğinden fazla piyasada mevcuttur.”
Bölücülerin hedefinin devletin egemenliğini paylaşabilecek kanalları açabilmek ve buna uygun bir zemini hazırlayabilmek olduğunu anlatan Erkal, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’yi milli ve üniter bir devlet olmaktan uzaklaştırmak istiyorlar. Bazılarımız anlaşılmaz bir şekilde aşırı iyimser olsa da, yapılmak istenen, ülkemizin önünü kesmek için bölgede sözde dış dost kuşatması yetmiyormuş gibi, bir de ülke içinde etnikçi bir kuşatma ve tuzakla karşı karşıya getirilerek amaç tamamlanmak istenmektedir. Mesela, hiç utanmadan ve sıkılmadan aslında hayatları bağışlanan komisyonda yer alan terör seviciler sürekli anayasayı tartıştırmak için gayret göstermektedirler. Burası dün de bugün de yüzyıl önce Batılı yazar ve çizerlere ve düşünürlere göre de Türkiye’dir ve bu coğrafya açık artırmaya çıkarılmamıştır. Ayrıca, örgütün Suriye’deki PYD kolu her şeye rağmen ortadan kaldırılmalıdır. Herkesin şapkası yıl sonu önüne düşecek ve gerçekler ortaya çıkacaktır.” / Hüdâvendigâr Onur
