Yerel seçimlere günler kaldı.

Haliyle “tansiyon da” yükselmeye başladı.

Yapılan her haber, yazdığımız her yazı mutlaka bir tarafı rahatsız ediyor.

Tabi bu rahatsızlık beraberinde bir takım “eleştirileri” de beraberinde getiriyor.

Aslına bakarsanız bunlara “eleştiri” demek de doğru olmaz.

Zira bazı haber ve köşe yazılarına öyle “eleştiriler” geliyor ki Maşallah “yedi sülalemizin” hatırı soruluyor…!

***

Oysa haber okuyucunun köşe yazılarında yapılan “yorumlar” yazan kişiye aittir.

Bir konuyu köşesine taşıyan burada kendi görüş ve düşüncelerini kamuoyu ile paylaşır.

Olayları kendi bakış açısından “yorumlar.”

Beğenirsiniz veya beğenmezsiniz.

Okuyucu olarak bir köşe yazısını beğenirseniz ona göre “yorum” yaparsınız.

Beğenmezseniz “yorumunuz da” ona göre olur.

Bu her okuyucunun en doğal hakkıdır…!

***

Kendi adıma söylemek gerekirse;

Bugüne kadar, yazdığımız yazılara gelen “eleştirilere” mümkün mertebe yer vermeye çalıştık.

Yapılan “eleştiri” ne kadar ağır olursa olsun asla görmezden gelmedik.

Kısa uzun demeden hepsine yer verdik.

Kimden geldiğine bakmadık.

Kasıtlı olarak yapılan “eleştirileri” bile yayınladık…!

***

Ancak;

Son zamanlarda özellikle konusu siyaset olan haber ve yazılara gelen “eleştiri” ve “yorumların” tadı iyice kaçtı.

Artık “eleştiriler” maalesef “eleştiri” olmaktan çıktı.

Hele “yorumlar” desen “yorumdan” çok baştan sona “hakaret” içermeye başladı.

Hem de ne “hakaret!”

“Günyüzü” görmemiş ve şimdiye kadar hiç duymadığım türden.

Sanki birilerinin işi gücü yok.

Oturduğu yerden “hakaret” ve “Sinli, Kaflı” yeni, yeni “yorumlar” üretiyor.

Neredeyse usturuplu “eleştiri” ve “yorum” yapan okuyucu kalmadı.

N’oluyoruz yahu…?

***

Ne yalan söyleyeyim;

- Kaç para aldın?

- Kalemin kaça?

- Bu yazıyı yazmak için ne kadar aldın?

- Satılık kalem!

- Sen gazeteci misin?

- Yalaka!

Gibi “ithamlar” son zamanlarda gelen “yorumların” yanında “masum” kaldı…!

***

Kim ne derse desin;

Hangi siyasi görüşten gelirse gelsin bu tür “eleştiri” ve “yorumlar” inanın ne bağlı olduğunuz partiye ne de bunları yazanlara hiç yakışmıyor.

Derdinizi anlatmak için “eleştirilerinizi” yapmak için onca ifade varken “Sinli, Kaflı” cümleler kurmak gerçekten hiç yakışmıyor.

“Eleştirinizi” yapın!

Hem de sonuna kadar.

“Yorumunuzu” yapın!

Kimsenin buna itirazı yok.

Kaldı ki “eleştiri” ve “yorum” okuyucunun en doğal hakkıdır.

Ancak asla “Sinli, Kaflı” cümleler kurmayın.

Hepimiz bu şehirde ve bu ülkede yaşıyoruz.

Yarın hangi yüzle, bir birimizin yüzüne bakacağız…!