CHP’nin bir tane Sakarya milletvekili aday adayı var…

İsmi: Bülent Turan…

Bu adayın bir de akademik kariyeri var…

Ne üzerinde kariyer yaptığı da çok önemli değil…

Öncelikle yazacaklarımı aşağıda kaleme almadan önce aday olduğu CHP’nin tabanından gelen soruyu cevaplayan akademisyen Bülent Turan’ın verdiği cevap basına yansıyan şekliyle şöyle: “Sakarya’nın öncelikli sorunu Türkiye’nin genel sorunundan ayrılamaz bence. Bolu’da 7 yıl çalıştım bundan önce, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde de Doçent oldum bundan önce. 2010 yılında da Bolu’da Profesör oldum. Sakarya, Bolu ve Düzce maalesef bu yöreler batıya çok yakın olmalarına rağmen Türkiye’nin tutucu, bağnaz ve yobaz yöreleri. Buranın değişmesi gereken temel yapısı bu. Bunun dışındaki en başta değişmesi gereken ikinci şey ise eğitim” şeklinde konuştu

Zira doğduğu yeri hakir gören…

Milletvekili olacağı ili aşağılayan bir insanoğlu, tabiri caizse görmemişin oğlu dersek daha uygun olur…

Çünkü ben bu şehirde yaşıyorum…

Ve bu şehirdeki insanlara yobaz, bağnaz diyecek kadar alçalan bir ilim adamı, nasıl oluyor da dalga geçer gibi mebus adayı olmaya kalkıyor…

Madem tutucu bir şehir Sakarya, ne işin var buralarda?

Madem bağnaz bir il’dir Sakarya, neden siyaset yapmak için Sakarya’yı seçtin?

Madem yobaz bir kenttir Sakarya, kimi temsil etmek adına bu şehirden aday olmak istiyorsun?

Bak hemşerim…

Sana bir hikaye anlatayım…

Teşbihte hata olmaz…

Belki de biliyorsun da ben yine anlatayım…

Adam oğluna hep sen adam olamazsın dermiş, oğlu da ileride göreceksin nasıl bir adam olduğu mu sana göstereceğim, der babasına...

Aradan yıllar geçer delikanlı okur ve bir ile vali olur ve vali olduğu gün yardımcısına emir verir babasının ismini vererek; git falan köyde bir adam var onu alın getirin der...

Emir, demiri keser misali valinin yardımcısı valinin babasını apar topar alıp getirirler, babasının içeri girmesiyle oğlu babasına baba; “bana adam olamazsın diyordun bak ben vali oldum” der.

Oğlum ben sana vali olmazsın demedim ki, adam olamazsın dedim, adam olsaydın babanı ayağına getirmezdin” der, oğluna...

Bu hikayeyi çok severim sıradan bir hikaye gibi olsa da; aslında bir ders notu gibidir...

Çok büyük derinliği vardır şan, şöhret, akademik kariyer sarhoşluğuna kapılıp kibirli davrananların, sonradan görmelerin bu sözü aklından çıkartmamaları gerekir!..

Sözün özü şudur…

Doğduğu yeri ve aday olacağı ili hakir görenden ne bilim adamı olur, ne de milletvekili…

Sağlıcakla kalın…