Gündem, Rasim Ozan Kütahyalı’nın “Derin Futbol” programında Boşnak kökenli vatandaşlarımıza sarf ettiği ifadelerle çalkalanıyor.

Rasim Ozan Kütahyalı’ya sarf ettiği ifade nedeniyle toplumun her kesiminden haklı olarak tepki yağıyor.

Her ne kadar Rasim Ozan Kütahyalı çıkıp “özür” dilemiş olsa da sarf ettiği o ifadeler kolay kolay affedilecek gibi gözükmüyor…

Maalesef Türkiye’de Rasim Ozan Kütahyalı “vakası” ilk değil. Bu gidişle de son olacak gibi gözükmüyor.

Hatırlarsanız bir zamanlar “Güner Ümit” denen bir “şovmen” vardı! Bir gece programında öyle bir laf etti ki yer yerinden oynadı.

Gelen tepkiler üzerine “Güner Ümit” özür üzerine özür dilese de çare etmedi. Zaten o günden sonra da “kariyeri” bitti ve silinip gitti…

Yine benzer hatayı bir başka “şovmen” meşhur “Çarkıfelek” programının sunucusu “Mehmet Ali Erbil” yaptı.

O da “canlı” yayınındaki programda benzer bir ifade kullanarak Türkiye’nin her kesiminden ciddi bir tepki aldı.

Gerçi Mehmet ali Erbil yaptığı hata sonrası işi biraz düzeltir gibi oldu ama “3’üncü sınıf” bir “şovmen” olarak kıyıdaki köşedeki TV’lerde çalışmaya başladı…

Maalesef insanlar hak etmediği halde birden kendisini farklı yerlerde görünce “ne oldum delisi” oluyor!

Hele biraz da cebi “para” görüp, toplumun “yalakaları” tarafından “pohpohlanınca” ayakları iyiden iyiye yere basmaz oluyor.

Haliyle “nefis” kabardıkça kabarıyor, “gurur” ve “kibir” desen tavan yapıp, eninde sonunda da bu insanlar işte böyle “kendi başlarını” yiyor…

Ne yazık ki sadece sanat ve spor camiasında böyle “arızalı” tipler yok. Toplumun her kesiminde bu tür “arızalı” insanlara rastlamak mümkün!

Sosyal medyaya girip, çok değil, şöyle “1 dakika” bir dolaşın. İçimizde ne kadar “Güner Ümit, Mehmet Ali Erbil” ve “Rasim Ozan Kütahyalı” olduğuna inanamazsınız!

“Egoları” kulaklarından fışkıran mı ararsınız, “şımarıklık, çokbilmişlik” taslayan mı, yoksa karşısındakine “küfür” ve “hakaret” etmeyi marifet sanan mı…?

Netice itibariyle, Allah ne dostumu ne de düşmanımı “şan, şöhret, makam, mevki” ve dahi “para, pul” ile asla sınamasın!

Maazallah “nefis, gurur ve kibir” hiç ummadığınız bir anda “dilinizi” esir alır da, sonunuz ya böyle “rezil rüsva” olur, ya da “firavununkinden” beter olur!

Eeeee, boşuna “dilin kemiği yok” dememişler. Adamı “rezil” de eder “vezir” de. Öyleyse “ağzından çıkanı kulağın duyacak” arkadaş…!