Vefat edip aramızdan ayrılan öyle isimler olur ki insanın içi “cız” eder. Yüreğinizden bir parça kopar sanki.

Bu duyguları önce babamı sonra da annemi kaybettiğimde yaşadım. Sanki bir parçam kopup gitmişti.

Her ikisinden de Allah razı olsun. Allah mekânlarını “Cennet” eylesin. İnşallah onlara layık bir evlat olabilmişizdir…

Aynı duyguyu bazı siyasiler içinde yaşadığımı söyleyebilirim. Bunlardan birisi de Rahmetli Adnan Menderes olmuştur.

Her ne kadar “idam” edildiğinde daha “kundakta” olsam da hayatını okuduğumda ve “darağacındaki” o resmi her gördüğümde içim “cız” eder.

Ülkeye hizmet eden bir Başbakan’ı ve iki bakanı “idam” eden o zihniyeti hiç iyi düşüncelerle anmam…

Aynı duyguyu rahmetli Turgut Özal’ın vefatın sırasında da yaşamıştım. Özal’ın vefat ettiği haberini ilk duyduğumda çok üzülmüştüm.

Adeta babam ve annemi kaybettiğim zamanki duyguları tekrar yaşadım. İçimden resmen bir parça koptuğunu hissettim.

Sonra cenazesindeki o “mahşeri” kalabalığı görünce bu milletin rahmetli Turgut Özal’ı neden bu kadar çok sevdiğini anladım…

Tabi rahmetli Erbakan ve Türkeş içinde üzüldüğümü söyleyebilirim. Zira her ikisi de bu ülke için çok bedeller ödedi.

Türkeş’in cezaevi yıllarında yaşadıkları insanlık onuru adına ayıplı yıllar olarak tarihe “kara bir leke” olarak geçti.

Rahmetli Erbakan ise “28 Şubat” döneminde hiç de hak etmediği “ahlaksız” bir uygulamayla karşılaştı. Allah her ikinse de rahmet eylesin…

Belki kızanlar olacaktır ama Süleyman Demirel’in vefat ettiği haberini duyduğumda içim hiç “cız” etmedi.

Tam tersi “başını örtenler” için söylediği “Başı bağlı okumak isteyenler Suudi Arabistan’a gitsin” sözü aklıma geldi.

Süleyman Demirel’in “28 Şubat’ta” muhafazakâr kesime uygulanan baskı ve zulmün başrol oyuncusu olduğunu hatırladım…

Sonra yeğeni Yahya Demirel’in “hayali ihracat” ile başlayıp “naylon fatura” ile devam eden devleti “trilyonlarca lira” dolandırması hafızamda canlandı.

Hele adının karıştığı “İLKSAN” skandalı ile ilgili arsa alımında para kaynağının sorulmasına Süleyman Demirel’in, “verdimse ben verdim” demesini hiç unutmadım.

İşte bu duygu ve düşenceler içinde vefat haberini duyduğumda, “Demirel için Allah Rahmet eylesin diyemedim.” Hala daha dilim varmıyor…