Sağlık Bakanı Fahrettin Koca her akşam “koronavirüs” verilerini açıklıyor.

Açıklanan veriler “koronavirüs” salgınının sanki kontrol altına alındığını gösteriyor.

Özellikle iyileşen hasta sayıları da bunu gösteriyor.

Gerçi vefat eden hasta sayısında da ciddi bir düşüş var.

Ancak halen daha tek rakamlı sayılara düşemedik.

Yani henüz daha “oh” diyebilmiş değiliz…!

***

Ancak sokağa bakarsanız manzara çok daha farklı!

İnsanlar çok rahat.

Sanki “koronavirüs” salgınını tamamen atlattık.

“Koronavirüsü” diye bir derdimiz kalmadı.

Havalar da ısınıp sıcaklıklar iyice bastırınca millet kendini sokağa attı.

Çarşı pazarda ortalık insan kaynıyor.

Kural yok.

“Sosyal mesafe” ve “maske” desen çoktan unutuldu bile…!

***

Ne yalan söyleyeyim bu gidişat hiç de iç açıcı değil.

Bu gevşeklik, bu rehavet böyle giderse başımız fena halde derde girer.

Maazallah “koronavirüsü” ikinci bir dalga ile vurursa hepimiz için “felaket” olur.

Kimse sonucunu kestiremez.

O noktadan sonra;

Ne “sosyal mesafe” kâr eder.

Ne de “maske.”

Bugünleri arar oluruz.

Bırakın sokağa çıkmayı evde bile güvenli olamayız.

***

Nitekim bunun örnekleri tarihte mevcut.

Avrupa’da 1918 yılındaki “İspanyol Gribi” milyonlarca insanın hayatına mal oldu.

Birinci Dünya Savaşı’nda ölen insanlardan çok, “İspanyol Gribi” can aldı.

O dönemde de ilk dalgada insanlar gerekli tedbirleri aldı.

Bu tedbirler sayesinde “İspanyol Gribi” kontrol altına alındı.

Ancak birinci dalga sonrası bahar gelip tedbirler ve insanlar gevşeyince olan oldu.

Gevşekliğin ardından gelen ikinci dalca bir vurdu tam vurdu.

İlk dalgada hayatını kaybedenlerin “5 katı” insan öldü.

Anlayacağınız gevşeklik Avrupa’ya pahalıya mal oldu…!

***

Tamam;

Hepimiz sıkıldık.

Evde otur otur içimize “daral” geldi.

Ancak şahsi kanaatim tehlike henüz geçmiş değil.

Dolayısıyla gevşemeden bir müddet daha kurallara uymalıyız.

“Evde kalıp” gerekmedikçe dışarıya çıkmamalıyız.

Tabi bu konuda Hükümet de “koronavirüsü” salgınından bu yana uyguladığı yasakları ve kuralları bir müddet daha sürdürmeli.

“Koronavirüsü” tedbirlerini uygulama konusunu sadece vatandaşa bırakmamalı.

Aksi halde gelecek olan 2’nci dalga, dalga değil “tusinami” olur.

İnşallah biz yanılırız.

Ama içimdeki ses öyle demiyor…!