Milletin kafası bulanıktı.

Gelen bazı haberler sonrası kafalar iyice karıştı.

Baksanıza Amerika’da “Pfizer” menşeli “koronavirüs” aşısı olan doktor öldü.

Avrupa’da da buna benzer başka bir vaka daha yaşanmıştı.

Şimdi gel de “koronavirüs” aşısı ol.

Hele “Pfizer” menşeli aşıyı gönül rahatlığıyla kendine ve çocuklarına vurdur…!

***

Gerçi Türkiye “koronavirüs” aşısının büyük bir bölümünü Çin’den temin etti.

Ancak önemli miktarda da “Pfizer” marka “koronavirüs” aşısından da alındı.

Böyle giderse vatandaş özellikle “Pfizer” menşeli “koronavirüs” aşılarını vurulmaktan imtina eder.

Olmaz olmaz ya;

İşin içinde “körün taşı gibi” aynı akıbete uğramak da var…!

***

Gelen Çin aşılarıyla ilgili “tetkikler” henüz tamamlanmadı.

Aşılar geldi ama “teste tabi tutulmaları” sürüyor.

Doğrusu da yapılıyor.

Zira iyi “tetkik” edilmeden bu aşıların kullanılmasında sakınca var gibi gözüküyor.

Elbette aşı olan herkesin başına bu akıbet gelecek değil.

Ancak yine de “temkinli” olmakta fayda var…!

***

Sanki biraz daha sabredip kendi “milli aşımızı” beklemek en doğrusu!

Ancak rahat durmuyoruz ki!

Şu “koronavirüs” ile ilgili kurallara bir uyabilsek.

Başka ülkelerden gelecek aşılara hiç ihtiyaç olmayacak.

Maalesef biz azdıkça “koronavirüs de” azıyor.

Alınan “sokağa çıkma kısıtlamalarına” rağmen “koronavirüsü” hala daha kontrol altına alabilmiş değiliz…!

***

Peki, şimdi n’olacak?

“Koronavirüs” aşısı olacak mıyız olmayacak mıyız?

Özellikle de “Pfizer” menşeli aşıyı kendimize vurduracak mıyız?

Ne yalan söyleyelim bizim de kafamız karışık.

Hele şu aşılar gelsin. Tetkikler yapılsın.

Aşılar vurulmaya başlansın.

O zaman bakarız…!