Geçen gün Sabah Gazetesi’nin manşetinde ilaç vurgunuile ilgili bütün belgeleri göz önüne seren “özel” bir haber vardı.Haberde, Sağlık Bakanlığı’ndaki bürokratların bir ilaç şirketiyle yaptıkları gizli ortaklık sonucunda dönen dolap ve 2,5 milyar dolarlık
Geçen gün Sabah Gazetesi’nin manşetinde ilaç vurgunuile ilgili bütün belgeleri göz önüne seren “özel” bir haber vardı.
Haberde, Sağlık Bakanlığı’ndaki bürokratların bir ilaç şirketiyle yaptıkları gizli ortaklık sonucunda dönen dolap ve 2,5 milyar dolarlık vurgunun nasıl yapıldığı yer aldı.
Habere konu olan ilaç firması da halen Sakarya Birinci Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösterdiğinden kaynak gösterip bu haberi bizde yayınladık.
Nitekim söz konusu ilaç firmasıyla ilgili olarak 2012 yılında biz de bir haber yapmıştık. Dolayısıyla Sabah Gazetesi’nin dünkü manşeti bana bunu hatırlattı…
Yaklaşık iki yıl önce, Sabah Gazetesi’nin gündeme taşıdığı bu ilaç fabrikası hakkında çalışanların ifadelerinden yola çıkarak bir haber yapmıştık.
İşçilerin ifadelerine göre, Eylül 2009 yılında İstanbul’da meydana gelen selde bu ilaç fabrikasının “hammaddeleri” zarar görmüştü…
Sel sularının getirip, her türlü “pisliğin” karıştığı bu “hammaddeler” daha sonra bu ilaç fabrikasının Sakarya Birinci Organize’de ki depolarına taşındı.
Artık kullanılamaz hale gelen ve işçilerin anlattıklarına göre “b.k” içinde kalan bu “hammaddeler”o tarihte çalışanlara temizletildi.
Özellikle gece mesaisine kalan işçilere sessiz sedasız temizletilen bu “hammaddeler” daha sonra ilaç yapımında kullanıldı…
Bir müddet sessiz kalmaları yönünde kendilerine baskı yapılan işçilerden bazıları “vicdanen” rahatsız olunca konuyu Ankara’ya bildirdiler.
Bununla da yetinmeyip Cumhuriyet Savcılığı’na“suç duyurusunda” bulunup gidip tek, tek ifade verdiler.
Tabi sonuç malum; bu işçilerin tamamı işten çıkartıldı. Ankara’dan gelen “müfettişlerden”bazıları çalışanların verdiği ifadeleri görmezden geldi.
Cumhuriyet Savcılığı soruşturma açtı ama bir sonuç çıkmadı.Olayı araştıran “müfettişlerden” kimisi sürülürken, olayı örtbas eden görevliler isetaltif gördü…
Çalışanlar tarafından bizzat bize gelen bu bilgiler doğrultusunda, biz de bu konuyla ilgili “medyadetay.com’da” haber yaptık. Tabi bizim de başımıza gelmedik kalmadı.
Aman Allah’ım ülkede ne kadar savcı varsa hepsi bizi ifadeye çağırdı. Hakkımızda davalar açıldı. Mahkemelere savcılara ne kadar bilgi belge verdiysek dinleyen olmadı.
Sonuçta öyle tuhaf şeyler oldu ki cezayı yiyen biz olduk. Yani haklı olduğumuz bir davada resmen haksız duruma getirildik.
Hatta o zaman bu fabrikanın eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşine ait olduğu söylendi de bu kadar olup bitene bakınca neredeyse inanacaktım…
İnşallah bu sefer devletin savcıları ve Hükümet’in görevlendireceği “müfettişler” o tarihte en az bizim üzerimize gelindiği kadar bu defa bunların üzerine gider.
En azından bu olayı ortaya ilk defa çıkarıp mücadele eden “işçilerin” emekleri ve hakları boşa çıkmamış olur. Nitekim haberle ilgili o işçiler dün yine beni aradı.
Bende onlara “bu sefer onlar hapı yuttu” dedim. İnşallah o “hammaddeleri” ilaç yapıp insanlara yutturmanın hesabını verirler…
Next