Tam tamına 10 günlük Ramazan Bayramı tatili sona erdi ve mesai başladı. Gerçi bu bayram hepimiz için biraz fazla buruk geçti.
Yaşanan terör olayları, bayramda da verdiğimiz “şehitler”, bayram öncesi ve sonrası trafik kazalarına verdiğimiz can kayıpları hep üst üste geldi.
Anlayacağınız bu bayramdan bizler hiç keyif alamadık. Kalbimizin bir tarafı hep buruk kaldı…
Zaten terör denen illet özellikle hep böyle günleri seçer. İnsanların en mutlu anlarında sinsice gelir ve huzurumuzu kaçırır.
Gerçi terörün amacı da budur. Toplumda bir karamsarlık havası oluşturup insanları paniğe sevk etmek başlıca görevidir.
Toplumda ne kadar çok korku ve panik havası oluştururlarsa amaçlarına o kadar ulaşmışlar demektir…
Bu tür olaylar Türk toplumu olarak bizleri korku ve panik havasına sokmasa da “moralimizin” bozulduğu da bir gerçektir.
Son zamanda yaşanan “canlı bomba” eylemlerinde kaybettiğimiz canlar gerçekten canımızı sıkıyor.
Çocuk, genç, yaşlı demeden, kimsenin dinine ve milliyetine bakmadan, önüne geleni katleden terörün, bütün dünyanın sorunu haline geldiği artık görülmelidir…
Bu arada yurt içinde ve dışında terörle mücadelede verdiğimiz “şehitlerimiz de” içimizi yakmaya devam ediyor.
Tam da Ramazan Bayramı öncesi Mardin’den gelen “şehit” haberi bayram sevincimizi “kursağımızda” bıraktı.
Teröristlerin yola döşediği el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu Sakaryalı Jandarma Uzman Çavuş Samet Şare’nin “şehit” olduğu haberi geldi…
Bütün bunların üstüne Ramazan Bayramı dönüşü yollarda yaşanan kaza haberleri üzüntümüzü biraz daha arttırdı.
Yapılan onca uyarıya rağmen bu Ramazan Bayramı’nda da eve dönüş yolları “kan gölüne” döndü.
En az terör olayları kadar can verdiğimiz ve adına “trafik terörü” denen kazalarda yakınlarımızın ve kendimizin canına kıyanın yine kendimiz olması ise işin en acı tarafı…
Evet, Ramazan Bayramı’nı işte böyle terör saldırıları, “şehit” haberleri ve Bayram tatili yolunda trafik kazalarına verdiğimiz can kayıplarıyla kutladık.
Hepsi de çok acı ve yüreğimizi yakan olaylar ama bazılarının hala daha “teröriste terörist” ve “şehide de şehit” diyemeyenler kadar içimizi yakmıyor.
Anlayacağınız “bu bayram pek tadımız tuzumuz yoktu.” Ne diyelim, Allah bu milletin her gününü bayram etsin. O günler de gelecek İnşallah…