Engin Özkoç’un eleştirdik ya!

Özkoç’un taifesi fazlaca alınmış gözüküyor.

İki gündür malum “klavye delikanlıları” bize “sosyal medya” üzerinden yardırıp duruyor.

Hem de ne yardırma.

Doğrusu eleştirileri, hakaretleri hatta “tehditleri” hiç umurumda değil.

İstediğiniz kadar “küfür” edip “tehdit” savurabilirsiniz.

Biz bugüne kadar doğru bildiğimiz yoldan sapmadık, sapmayız da.

Zerre kadar korkumuz olsaydı bugün bu mesleği yapıyor olmazdık.

Kaldı ki yaklaşık 35 yıllık gazetecilik hayatımda ne tehditlere ne “küfür” ve hakarete maruz kaldık.

Hepsi “vız” geldi “tırıs” gitti.

Başımıza gelecek bir şey varsa Allah’tan bilir “tevekkül” ederiz.

Gerisi hikaye…!

***

Gelen eleştirilerin bu bölümü bir yana şu “şehitlik” konusunda şahsımıza yapılan eleştirilere cevap vermek istiyorum.

Bu konuda şahsıma gelen eleştiriler daha ziyade;

- Madem “şehitler” tepesinde yatmak istiyorsun o zaman neden Suriye’ye gönüllü olarak gitmiyorsun.

Şeklinde oluyor.

Elbette buna cevabım;

- Keşke gönderseler.

Olur.

Zira biz her güne başladığımızda beslememizi çekip şu “dua” ile yola çıkarız;

- Yarabbi sen bizi, ailemizi ve çocuklarımızı “şehit” eyle…!

***

Anlayacağınız keşke bizi de şanlı ordumuz silah altına alıp “İdlib’e” veya başka bir bölgeye gönderse.

Biz buna dünden razıyız.

Ancak bizim gibi acemiyi.

Eğitimsiz çaylağı askere alsalar kendimizi geçtik, yanımızdaki “aslan” parçalarının hayatını tehlikeye atarız.

Bizim gibi acemi ve çaylaklar yüzünden kahraman askerlerimizin canı yanar. Dolayısıyla durduk yere “hamaset” yapmanın bir anlamı yok.

Biz sıramızı sabırla bekleriz…!

***

Yine de merak etmeyin.

Allah korusun iş o raddeye gelirse vatanımızı canımız pahasına savunuruz.

Çok şükür bizim safımız belli.

Bu vatan için, bayrak için, devlet için, ezan için, ümmet için çoluğumuzla, çocuğumuzla canımızı seve seve vermeye her zaman hazırız.

Çağırdıklarında da koşa koşa gideriz.

İnşallah Allah rızası için “şehit” oluruz.

Geri dönersek de “gazi” olmanın “şerefiyle” bu topraklarda yaşarız…!

***

Peki;

Siz n’aparsınız?

“Sosyal medyadan” yaptığınız paylaşımlara, hakaretlere, “küfürlere” bakacak olursak durumunuz vahim.

Kendi ordunuzun, milletinizin, vatanınızın, bayrağınızın yanındaymış gibi durmuyorsunuz.

Anladık “şehitlik” vatan, millet, bayrak ümmet kavramları sizin için pek bir şey ifade etmiyor.

Yine de insan ekmeğini yiyip suyunu içtiği bu toprakların hatırına devletinin, askerinin, milletinin yanında durur.

Eli kanlı “Esad’ın” yanında değil…!