Uzun zamandır yazmayı düşünüyordum ama gündemdeki konular nedeniyle bir türlü fırsat olmadı.

Nihayet dün yine yolum özellikle bizim gençliğin ve Adapazarı’nın simgesi olan “Uzunçarşı’ya” düştü.

Boydan boya “Uzunçarşı’yı” gezip “Ayakkabıcılar Çarşısı’nı” da şöyle bir dolaştım. Sonuçta “Uzunçarşı’nın” eski özelliğini yansıtan bir şey bulamadım…

Tamam, bir şeyler yapılmış. Binalar boyanıp “söveler” ile bir şeyler katılmaya çalışılmış ama “Uzunçarşı’nın” ruhu kalmamış.

Bir kere neredeyse bütün binalarda tek tip bir model uygulanmış. Sadece arada birkaç bina ellenmemiş.

Muhtemelen bunlar da “Anıtlar Yüksek Kurulu’na” takılmış ve en ufak bir çivi dahi çakılmasına izin verilmemiş…

Bir kere “Uzunçarşı” öyle baştan sona kadar tek tip binalardan oluşmuyordu. Mimarisi farklı, yapısı farklıydı.

Tamam, binalar bakımsızdı ama “Uzunçarşı’nın” Adapazarı için bir ruhu vardı. Bu ruh adeta insanları kendine çekerdi.

Sabahtan akşama kadar “Uzunçarşı’da” baştan sona kadar gezseniz doyamazdınız. O hava adeta insanı büyülerdi…

Maalesef “Uzunçarşı” aslına uygun olarak “restore” edilmedi. Eski yapılara “yeni makyaj” yaparak ortaya bir “ucube” çıktı.

Zaten kapı ve pencerelere “söve” yapıştırmakla bu işin olmayacağı daha işin başından belliydi.

Ancak nedense “Uzunçarşı” bir oldubittiye getirilerek sıradan bir çarşı pazar haline getirilip bırakıldı…

Hepsini geçtim, zemine döşenen “granit” taşlar bile tarihi “Uzunçarşı’nın” ruhunu öldürmeye yetti.

Nitekim zemine döşenen “granit” taşların bölüm bölüm yerlerinden oynamaya başlayıp ve bazı yerlerde de sökülmesi hoş bir görüntü vermedi.

Keşke zemin için pahalı o “granit” taşlar yerine düzgün döşenmiş “Arnavut Kaldırımı” tercih edilseydi. Belki o zaman “Uzunçarşı” bir ruh bulurdu…

Her ne kadar “Uzunçarşı’nın” ilk kurucuları Ermeni ve Rum “tebaa” olsa da esnaf çoğunlukla Bulgaristan, Bosna, Arnavutluk, Romanya muhacirlerinden oluşmaktaydı.

Balkanlardan göçüp Adapazarı’na yerleşen muhacirler beraberinde kültürlerini de getirip “Uzunçarşı’ya” bir ruh vermişlerdi.

Maalesef “rekreasyon” adı altında “bir zamanlar ‘Uzunçarşı’da” var olan o ruh yok edildi! Zira “Uzunçarşı’nın” o eski halinden eser yok şimdi. Gerçekten yazık oldu…