Hadi buyurun;

“Korona virüs” aşısı insanlara vurulmaya başladığında ne yapacağız?

Aşı olacak mıyız?

Yoksa olmayacak mıyız?

Bu konuda kafalar iyice karıştı.

Zaten allak bullak olan milletin kafası iyice patatese döndü…!

***

Bu kadar olmaz.

Kimi yetkili, etkili, doktor, prof, vs çıkıyor;

- Kesinlikle aşı olmayın.

Diyor.

Neden?

Vay efendim insanları fişleyeceklermiş.

Aşının içine “mikro” çipler koyup insanların “DNA’sı” ile oynanacakmış.

Falan, filan…!

***

Öte yandan yine bir grup yetkili, etkili, doktor, prof, vs çıkıyor onlar da;

- Mutlaka aşı olun.

Diyor.

“Korona virüsten” korunmanın en etkili yolunun aşı olmaktan geçtiğini söylüyor.

Aksi halde “korona virüsün” yayılmaya devam edeceğini belirtiyor.

Hayatın normale dönmesinin aşı olmadan geçtiği telkin ediliyor.

Gel de “iki arada bir derede” kalma…!

***

Anlaşılan biri bizi kandırıyor ama kim?

Aşı olsak ve başımıza bir şey gelse;

- Gördünüz mü?

- Size aşı olmamanızı söyledik.

- Aşı olursanız başınıza neler geleceğini söyledik.

Diyecekler.

***

Aynı şekilde;

Aşı olsak.

Başımıza yine bir şey gelse bu defa karşı taraf aynı şeyi söyleyecek.

- Size aşı olmanızı söyledik.

- Aşı olmadınız şimdi çekin bakalım…!

***

Sizi bilmem.

Ancak bu kadar kafa karışıklığı içinde şahsen aşı konusunda bizim kararımız şu;

Yerli aşı çıkıncaya kadar kendime herhangi bir ülkenin aşını yaptırmayacağım.

Çocuklarıma da bu konuda telkinde bulunacağım.

Bari ne olacaksa kendi aşımız sonucu olsun.

Elin aşısındansa bizim kendi “milli” aşımız, yerli aşımız daha iyidir…!