Türk Dil Kurumuna göre “ahlak” kelimesinin anlamı;

- Bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda kaldıkları davranış biçimleri ve kuralları, aktöre, sağtöre!

- Huylar.

Buna karşılık yine Türk Dil Kurumuna göre “ahlaksız” kelimesinin anlamı da;

- Ahlak kurallarına uymayan!

- Dürüst davranmayan, kötü huylu, terbiyesiz…!

***

Şimdi bu da nereden çıktı?

Hiiiiç diyeceğim ama aslında hiç değil.

Son zamanlarda bu iki kavram birbirine öyle karıştı ki;

Kim “ahlaklı” kim “ahlaksız” belli değil.

Aslında, belli de.

“Ahlaksızların” sesi “ahlaklılardan” çok fazla çıktığından “kavram” kargaşası yaşanıyor.

Bu dünya da “ahlaksızlara” prim yaptırdığından “ahlaklılar” ezilmeye, üzülmeye, büzülmeye ve de!

Hadi o ifadeyi dillendirmeyelim…!

***

Mesela “tecavüz” Türk Dil Kurumuna göre “ahlaksız” bir eylemdir.

Ancak “tecavüzcü” şahıs size yakın biriyse.

Aynı siyaseti güdüyorsanız “tecavüzcü” olması onu “ahlaksız” yapmaz.

O sadece “şeytana” uymuştur.

Veya “kadın, yolludur” öyleyse “tecavüz de” kaçınılmazdır.

Dolayısıyla “tecavüzcü” sizden olunca;

- Olur öyle şeyler…!

***

Tam tersi;

“Tecavüzcü” size yakın değilse, siyasi görüşü farklı ise o kişi “ahlaksızın” önde gidenidir.

Maazallah bir de “inançlı” gibi görünen biri “tecavüz” suçu işlemişse;

- Bütün inananlar “tecavüzcüdür.”

“Ahlaksızdır” ve adinin tekidir.

Dolayısıyla; ülkede ne kadar inançlı insan varsa hepsinin “sallandırılması” gerekmektedir.

Hem de, öyle “mahkeme” falan olmadan…!

***

Hele yalan, dolan ve “iftira” atmayı “adet” haline getirenlere ne demeli?

Adam ayaküstü “kırk” yalan atar.

Döner attığı yalana kendi de inanır.

Yalanı yüzüne vurulur.

Ancak yüzü kızarmaz.

Buna rağmen çıkar “ahlak” abidesi gibi “gerim, gerim” dolaşır.

İşin kötüsü bu adamlara da sırf makamından, mevkisinden dolayı sağdan, soldan, oradan, buradan “itibar” edilir.

- At yalanı seveyim inananı misali…!

***

Öte yandan;

- Doğru söyleyen de dokuz köyden kovulur.

Kimse yüzüne bakmaz.

Doğru söyleyenden herkes “öcü” gibi kaçar.

“Ahlaklısı” iyi niyetinden!

“Ahlaksızı” fıtratı gereği doğruyu ve doğru söyleyeni hiç sevmez…!

***

Daha mı?

Hadi bir örnek daha verelim.

Bu defa ki bayanlardan olsun.

Mesela bir bayan “para” için soyunur “sanatçı” olur.

Bir bayan Allah için, inancı için kapanırsa;

- Yobaz olur.

- Öcü olur.

- Gerici olur.

Olur da, olur.

Bir tek insan olamaz…!

***

Yeter!

Daha fazla uzatmayalım.

Bu örneklere devam edersek cilt cilt “ansiklopedi” olur.

Zira her ne kadar;

- Ahlaksızlar bir tarafta.

- Ahlaklı olanlar bir tarafta.

Duruyor gibi gözükse de, “ahlak sahibi insanlara, ahlaksızların, ahlak satmaya kalktığı bir dünyada yaşıyoruz.”

Bu milletin “kahir ekseriyeti” kimin ne “mal” olduğunu biliyor.

Bize gelince.

Çok şükür biz de “ahlaksızlaştıramadıklarınızdanız.”

Nitekim “maya” sağlam olunca kolay, kolay bozulma olmuyor.

Allah da bozmasın…!