Sakarya Emniyeti’nin “beton” adını verdiği ve 47 kişinin gözaltına alındığı operasyonun “şok etkisi” hala sürüyor.Gözaltına alınan isimler ve firmalara baktığımızda gerçekten de başımıza “beton” düşmüş gibi oldu.Neticede bu operasyon özellikle 1999 deprem

Sakarya Emniyeti’nin “beton” adını verdiği ve 47 kişinin gözaltına alındığı operasyonun “şok etkisi” hala sürüyor.

Gözaltına alınan isimler ve firmalara baktığımızda gerçekten de başımıza “beton” düşmüş gibi oldu.

Neticede bu operasyon özellikle 1999 depremi sonrası hasarlı binalara nasıl “sağlam raporu” verildiğini de gözler önüne serdi…

Evet, Sakarya Emniyeti’nin yaklaşık bir yıl süren teknik takibi sonucu resmen “takke düştü ve kel göründü.”

Bugün itibariyle özellikle Sakarya’da ki “orta hasarlı” binalar ve bu kişilerin kontrolünde inşa edilen konutlar sil baştan yeniden incelenmeli.

Zira bu operasyon gösterdi ki, halen “orta hasarlı” binalara ek yapılan bazı yeni konutlar insanlar için büyük risk ve tehlike arz ediyor…

Tabi bu işin teknik yönü, muhtemelen yetkililer bu operasyonun sonucuna göre harekete geçip sil baştan gereken yapılacaktır.

Bu arada temennim operasyon içinde her hangi bir “belediye yetkilisinin” bulunmamasıdır.

Netice itibariyle gözaltına alınan 47 kişi ile ilgili öyle isimler ortaya çıkıyor ki, insan şaşırmadan edemiyor…

Gelelim işin “ahlaki” ve de “insani” boyutuna. Bence asıl üzerinde durulması gereken mesele bu.

Yukarıda da belirttiğim gibi bu işe bulaşan isim ve kurumlara baktığımızda insanın inanası gelmiyor.

Birçok isim Sakarya’da tanınan bilinen ve saygı duyulan kişilerden oluşuyor. Hatta bazıları insanlara yaptığı yardımlarla anılıyor.

Sonra, para desen var. Hepsi de hali vakti yerinde insanlar. Allah versin mal varlıkları yedi sülalelerine yetecek kadar bol.

İşte bu noktada insan ister istemez; “Bu nasıl bir hırstır. Bu nasıl bir para ve servet edinme arzusudur” diye soruyor…

Bugüne kadar yaptığı işlerde “hile, hurda” yapanlara ve bu sayede “haksız kazanç” elde edenlere çok rastladık.

Bu memlekette, “gramdan çalanlar, at etini dana eti diye satanlar, insan sağlığı ile oynayanlar” gibi birçok firma gördük.

Hatta kendi menfaatleri ve çıkarları uğruna bu memleket evlatlarına “işkence yapıp” onları “Filistin askısı” ve “darağacına” asan “hainlere” şahit olduk.

Şimdi bunlar da kendi çıkar ve menfaatleri uğruna insanları “diri, diri, tabutluklara gömmek” adına “rapor” düzenlemiş çok mu?

İnsanda “Allah korkusu yoksa ahlaki değerler yozlaşmışsa, utanma kalmamışsa” dünyanın en iyi “Anayasası’nı” yapsanız n’olur?

Yaklaşık 100 yıldır insanı insan yapan bu değerleri sistemli olarak yok ederseniz, sonuçta bu olur. Bugün  “başımıza beton düştü” peki ya yarın…?