İstanbul’da, Merter Green Park Otel’in Bergama salonunda 10-12 Ekim 2025 tarihleri arasında üç gün süren Aydınlar Ocağı 53. Şura Toplantısı sona erdi. Yurdun dört bir yanından gelen Aydınlar Ocağı yöneticileri ile çeşitli üniversitelerden akademisyenler ve bilim adamları yurt ve dünya sorunları hakkında görüşlerini beyan ettiler, neler yapılması gerektiği hususunda görüşlerini açıkladılar.

Şura sonunda kaleme alınan sonuç bildirisini Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Erkal okudu. Bildiride, “2025 yılının geçmiş yıllarda olduğu gibi, dünyanın çivisinin çıktığı; ülke sınırlarının delindiği; sınırların rahatlıkla ABD ve İsrail lehine değiştirildiği; toprak işgalinin sıradanlaştığı; milletlerarası hukukun rafa kaldırıldığı; etnik temizlemenin zirveye çıktığı bir yıl olduğu” belirtildi.

Ferizli’de engelsiz yüreklerle renkli buluşma
Ferizli’de engelsiz yüreklerle renkli buluşma
İçeriği Görüntüle

Bildiride ayrıca Türkiye’nin millî devlet ve üniter yapıdan koparılarak çok kültürlülük tuzağına düşürülmemesi için her türlü gayretin gösterilmesi, Türk toplumunun bu konuda güçlü bir şekilde uyarılması gerektiği belirtildi, Terörsüz Türkiye hedefine destek verildi.

Değerli madenlerimizin korunması ve kıymetinin bilinmesi gerektiği belirtilerek “Çeşitli yollarla madenlerimiz yabancılara devredilmemelidir. Unutulmamalıdır ki bunların işlenip ihracı ülkeye tahmin edilemez faydalar sağlayacaktır. Maden çıkarmak için taşı toprağı kazmak yerine tespitler yapılmalı; tarım alanları tarım yapılamaz hâle sokulmamalıdır. Eski maden alanlarının güneş enerjisine dönüştürülmesi ise isabetli bir değişimdir” ifadesi kullanıldı.

Bildiride ayrıca, Türkçeye saygıdan habersiz bazı çevrelerin yer ve kuruluş adlarını yabancılaştırmaya çalıştığı, bunun belediyelerce önlenmesi gerektiği ifade edildi.

"ÇALIŞAN KADINLARA ÇEŞİTLİ İMKÂNLAR SAĞLANMALI"
Aydınlar Ocağı Sonuç Bildirisinde nüfus konusuna da değinildi. Nüfus artış hızını yükseltebilmenin gelir dağılımını iyileştirmekten geçtiği belirtilerek şöyle denildi:
“Geliri azalan ve satın alma gücü perişan olan bir kimsenin ne evliliği ne de çocuk sahibi olmayı düşünecek hâli vardır. Çocuk bakımı imkânsızlıklarla doludur. Çocuk sahipleri korunmalıdır. Devletin aldığı son tedbirler ümit vericidir ve artarak sürdürülmelidir. Kadının eğitim ve istihdamda yer alması, kadını aileden nispeten uzaklaştırmaktadır. Çalışan kadınlara mantıklı bazı imkânlar sağlanabilir. Aile gerçeğine Batı’da yönelim varken Türkiye’de tersine aile yıpratılmaya çalışılmaktadır. Nüfus artış hızındaki düşüş, 1960’lardan itibaren maalesef fark edilememiş; iç ve dış yönlendirmelerle ve nüfus planlaması ile bugünkü sonuca varılmıştır.

"ÇOCUKLARIMIZ TABLETE DEĞİL KİTABA YÖNLENDİRİLMELİ"
Millî eğitim ve sağlık sektörleri, aşırı ticarileşme yanlışından kurtarılması gerekir. Hastanesi olmayan özel tıp fakülteleri ve tıp eğitiminin sorunları ciddiyetle ele alınmalıdır. Maddî sebeplerle okul terkleri, işsizlik nedeniyle yükseköğretimden vazgeçme ve sağlık kuruluşlarının ekonomik tercihi göz ardı edilmemelidir. Çocuklarımızın tabletten kitaba dönüşü kolay değil. Bu konuda gerekli tedbirleri alan ülkeler örnek alınmalı; ailelere de görev düştüğü unutulmamalıdır. Şiddet, akran zorbalığı ve suça sürüklenme artmaktadır. Sevgi, saygı, merhamet, dürüstlük, vefakârlık, kadirşinaslık, hoşgörü, adalet ve uzlaşma gibi sosyokültürel yapımızda, dokumuzda bulunan yaşanmış değerler Millî Eğitim müfredatımızda yer almalıdır. Devlet okulları eski değerine ve yüksek statüsüne kavuşturulmalıdır. Öğretmenlik son derece değerlidir; rol modeli olabilen öğretmenlere ihtiyaç vardır. İdealist kişilikler yetiştirilmelidir.

Aydinlar Ocagi Sonuc Bildirgesi (2)
"KENTSEL DÖNÜŞÜMDE VATANDAŞ MAĞDUR EDİLMEMELİ"
Medya, rant kaygısıyla siyasî konulara odaklanmıştır. İktidar veya muhalefet yanlısı olarak çalışmaktadır. İnsanlar çatıştırılmaya çalışılmaktadır. Oysa siyasetin dışında eğitim, sağlık, güvenlik ve uluslararası ilişkilerde çok önemli meselelerle karşı karşıyayız. Ayrıca 'izleniyor' diye şiddet ve anormal davranışlar haber yapılmamalıdır. Kentsel dönüşümün rayından çıkarılmaması gerekir. Tek barınağı olan evi elinden çıkan ve yıkılan vatandaş senelerce ortada kalmamalı, akrabasına veya bir yakınına sığıntı olmamalı; bir takım kurulların insafına terk edilmemelidir.

"ABD BÜYÜKELÇİSİ İSTENMEYEN ADAM İLAN EDİLMELİ"
Soykırımcı İsrail, bölgede ABD’ye dayanarak savaş arar hâlde. Ortadoğu, yeni bir savaş alanı olmaktan kurtarılıp diplomasiye önem verilmelidir. Soykırımcılar yargılanmalı; insanlık bu ayıptan kurtarılmalıdır. Ortadoğu’da menfaatleri icabı ittifak kuran ABD, Yunanistan ve İsrail bazılarına ders olmalı; Türkiye’de yıllardır toplumu rahatsız eden kısır siyasî çekişmelerin yerine ülke yararına ittifaklar kurulması gerekmektedir. ABD Büyükelçisi Barrack, dengesiz tutumu ve çelişkili beyanlarıyla her şeye burnunu sokmaktadır. Bu kişinin geldiği yere postalanması ve 'istenmeyen adam' sayılması çok isabetli olacaktır.

Doğu Akdeniz’de Mısır ile Türkiye’yi yaklaştırmak ve dostluğu artırma tatbikatı yapmak çok isabetli olmuştur. Doğu Akdeniz’de yeni bir denge arayışı her iki ülke için de gereklidir. Türkiye’nin ve Mısır’ın hakları tabii ki korunmalıdır. Onun bunun hakkını gasp etmek, Türkiye’nin politikası hiç olmamıştır." / Hüdâvendigâr Onur