İstanbul Horasan Erenleri Cemevi Derneği'nin düzenlediği gündemle ilgili toplantılar devam ediyor. Zeytinburnu Belediyesinin katkılarıyla Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi'nde düzenlenen "Yeni Anayasa ve Aleviler" konulu panel iki oturum halinde yapıldı. Birinci oturumda hukuk uzmanları Av. Hüseyin Özbek, Av. Metin Tarhan ve Av. Erdem Cömert konuştu. İkinci oturumda da kanaat önderlerinden İstanbul Horasan Erenleri Cemevi Derneği'nden Ali Rıza Özkan, Seyit Pir Harun Nurdede Ocağı Kırklar Cemevi'nden Baki Güngör, Avrupa Alevi Düşünce Derneği'nden İsmet Abbasoğlu görüşlerini açıkladı.

“Alevilik konusunda yöneticilerin bilgisi yok”
Av. Metin Tarhan, Cumhuriyet'in kuruluşunda önemli rol alan Alevilerin sorunlarının hâlâ çözümünün gerçekleşmediğini, ancak bu yönde atılan çabalar olduğunu söyledi. Alevilerin devletle bir sorunu olmadığını belirten Tarhan, "Ancak devletin de Alevilerle ilgili bir hafızası yok. Kamu yöneticilerinin bu konuda bilgisi yok. Buna rağmen 2022 yılı Kasım ayında idari birimimiz kuruldu. Bu da önemli" ifadelerini kullandı.

“Laiklik Aleviler için önemli”
Av. Erdem Cömert de konuşmasında, Alevilerin Sünnilerin birlikte Türk milletini oluşturduğunu, bu birlikteliği hiçbir girişimin bozamayacağını anlattı. Sultan Abdülaziz'in Bektaşi olduğunu, Kerbela'yı konu alan bir şiir yazdığını belirten Cömert, Selçuklu ve Osmanlı Sarayı'na giremeyen Aleviliğin laiklik sayesinde Cumhuriyet'te değer gördüğünü sözlerine ekledi.

“Diyanet'i ben de eleştiriyorum”
Türkiye genelinde tanınmış hukukçulardan Av. Hüseyin Özbek panelin ilk konuşmacısıydı. Özbek, Alevi sosyolojisiyle, Alevi inanç ve kültürüyle yakından ilgilendiğini, bu konuda yirminin üstünde makalesi olduğunu ifade etti. Özbek, "Ocaklar, dedeler, silsileler yoluyla bin yıldır kuşaktan kuşağa devam eden bu özgün inanç kültür sarmalı, kendi inanç disiplinini, inanç hiyerarşisini yaratmış, dışarıdan müdahaleye de izin vermemiştir” dedi.

Özbek, Türkiye’nin nüfusunun yüzde 80’inin köylerde yaşadığı yakın geçmişe kadar, Aleviliğin tarihsel evriminde, sosyolojik varlığını bozulmadan geliştirip sürdürmesiyle, Türk’e özgü damıtılmış inanç kültür sentezine dönüşmesinde bir sorun yaşanmadığını örnekleriyle anlattı.

Özbek ayrıca, 1950 sonrası, kırsaldan kentlere yoğun göçle birlikte Alevi inanç ve kültürünün, büyük şehirlerde varlığını sürdürmesinin ayrı bir başlık altında incelenmesinin gerektiğine işaret etti. Bu sürece ilişkin gözlemlerini anlatan Özbek, dedelik ve ocaklı olma zorunluluğunu ortadan kaldıran, geleneksel hiyerarşinin dışında gelişen bu süreci politikleşen Metropol Aleviliği olarak tanımladı.
Ozbek2

Siyasal Kürtçüler Aleviliği Türklükten ayırmak istiyor”
Anayasanın, mevcut haliyle Alevilik, Sünnilik referanslarına yer vermediğine, laiklik ilkesini esas aldığına değinen Özbek, mezhep aidiyetlerinin Anayasal hüküm haline gelmesinin, toplumu mezhepler üzerinden ayrıştırıp birbirine yabancılaştıracağını anlattı, bu durumu son derece sakıncalı ve tehlikeli bulduğunu belirtti.

Aleviliği Türklüğe, Cumhuriyet'e, Atatürk’e yabancılaştırmanın bir Alman projesi olduğunun altını çizen Özbek, bu durumu “Fonlu Alevilik”, Alman tezgahının ürünü “Sentetik Alevilik” olarak tanımladı. Ayrıca Siyasal Kürtçü hareketin, Aleviliği Türklükten ayırıp, etnik bölücülük katarına son vagon olarak ekleme stratejisine dikkat çekti.

Alevilik konusunda Berlin'in etkisine değinen Özbek, “Alman imalatı Alevilik, Türkiye'nin önüne konmuştur. Almanların fonladığı bu akım, Aleviliği doğduğu topraklara, özüne yabancılaştıracak, sonuçta Alevilere ve Aleviliğe zarar verecektir” dedi. 

“Diyanet'i ben de eleştiriyorum”
Alevilerin bu oyuna gelmeyeceğini, Türk’e özgü, bin yıllık damıtılmış inanç kültür sarmalı Aleviliğin, Fuzuli’yi, Pir Sultan Abdal'ı, Aşık Veysel'i içinden çıkaran bir okyanus olduğunu anlatan Hüseyin Özbek, "Mevcut Anayasanın kıymetini bilmek lazımdır. Diğer maddelerden Türk çıkarılırsa ilk dört madde korkuluğa döner” diye konuştu.

Soba satıcılarının yüzü gülüyor Soba satıcılarının yüzü gülüyor

Diyanet'in olması gerektiğini ifade eden Özbek, "Diyanet İşleri Başkanlığını ben de eleştiriyorum. Uygulamada hatalar var. Ancak, Diyanet olmazsa birçok akım ortaya çıkar, kargaşa oluşur, kurumsallık yok olur. Laiklik ortadan tümüyle kalkar. Hizbullah diyaneti camilere çöker" ifadelerini kullandı./ (Hüdavendigâr Onur)

Editör: Ayşen Kolçak