Biz Türk milleti olarak ne kadar da yardımsever insanlarız değil mi?
İhtiyaç sahibi birini görünce, biri bizden yardım isteyince gözümüz hiçbir şey görmez ve hemen o kişinin yardımına koşarız.
Bazen öyle durumlar olur ki, karşımızdakini kıramayıp, bize lazım olanı bile veririz.
İnsan olmanın güzel hasletlerinden biridir bu durum.
Ama devir eski devir değil, insanlar da artık eski insanlar değil. 
Herkes birbirinin gözünü oyar olmuş maalesef.
Kişi, kendi menfaatlerini her şeyin üzerinde tutar olmuş.
Acıma duygusu kalmamış.
Hal böyle olunca da, hayırsever, yardıma koşan insanlar, kusura bakmayın ama yolunacak kaz olarak görülmeye başlanmış, birileri tarafından.
Sözü, hiçbir engel tanımayan telefon dolandırıcılarına getirmek istiyorum.
Artık pes dedirtiyorlar.
Neredeyse aradıkları bütün insanları, bir şekilde dolandırmayı başarıyorlar.
Kendisini, emniyet mensubu, savcı olarak tanıtan bu kişiler, bin bir yalan dolanla,  karşılarına çıkan kim olursa olsun, parasını alıyor.
Akıllanmamızın zamanı geldi de geçiyor bile.
İnanmayın artık sizi arayan bu art niyetlilere.
Onların amacı sizin paranızı, altınınızı almaktan, canınızı yakmaktan başka bir şey değil.
Hatırlarsanız daha birkaç gün önce, “Eşiniz terör örgütü tarafından rehin alındı” denilen yaşlı bir adam, geçirdiği kalp krizinden hayatını kaybetti.
Peki bu işin sonu nereye varacak?
Güvenlik güçleri, sürekli telefon değiştiren, yerleri yurtları belli olmayan bu insanları nasıl yakalayacak?
Bu biraz zor.
O halde görev biz vatandaşlara düşüyor.
Yapabileceğimiz tek şey, bizi arayan bu kişilere inanmamak. Arandığımız zaman en yakın polis merkezine giderek, bize bildirilen olumsuz bir durumun gerçekten olup olmadığını öğrenmek.
Ancak bu vicdansızlara inanmazsak, bu işin sonunu getirebiliriz.
Aksi takdirde daha çok kişinin canı yanar.