Gar Meydanı’nda “garibanın” teki ekmek parası için “limon” satmaya kalksa ne kadar Zabıta varsa adamın başına üşüşür.

Adamcağız derdini anlatıncaya kadar tezgâhını kafasına geçirirler.

Yetmez bir de “eşek sudan gelinceye kadar” bir güzel döver “hastanelik” ederler.

Onunla da yetinmeyip sattığı limonları alıp tek tek cebine doldururlar…!

***

Tabi mesele “gariban” olunca bütün bunlar olur.

Öte yandan adamlar elini kolunu sallaya sallaya şehrin göbeğinde “Yöresel Ürünler ve Hediyelik Eşya Fuarı” açar kimsenin sesi çıkmaz.

“Kimsiniz? Nesiniz? Hayırdır hemşerim?” diye de kimse sormaz.

Bu nasıl bir iştir?

Bu nasıl bir şehirciliktir?

Nasıl bir belediyeciliktir?

Anlamak mümkün değil…!

***

Kaç gündür “yerel medyada” ve “internet haber sitelerinde” yer alıyor.

Adapazarı Gar Müdürlüğü peronlarında birileri tezgâh kurmuş bir şeyler satıyor.

Haklı olarak esnaf “isyan” etmiş bu saçmalığın sonlandırılmasını istiyor.

Sakarya Valiliği dışında da esnafın bu “isyanını” duyan yok.

Asıl konuyla ilgilenmesi gerekenlerden tek kelime çıkmıyor.

Yahu bu şehir bu kadar sahipsiz mi?

Maalesef bu sorunun cevabı, “evet…!”

***

Sahi nerede bu zabıta?

Garibana “aslan” kesilen zabıta, oldu “pisi.”

Hadi gidip bu “tezgâhları” da dağıtsanıza?

N’oldu?

Bir yeriniz mi ağrıyor?

Esnaf odaları nerede?

Onların da tabelası var kendi yok!

Gerçi bugüne kadar esnafın hangi “yaralı parmağını sardılar” ki!

Peki, belediyeler nerede?

Onlar da; “başkanımız ‘aday’ gösterilmedi kapalıyız” modunda.

Sonuç?

Sonuç ortada;

“Saldım çayıra Mevla’m kayıra…!”

***

Bir çift lafım da Gar Müdürlüğü’ne ait peronları kiralayanlara olacak!

Yahu sizin işiniz mi “Yöresel Ürünler ve Hediyelik eşya Fuarı’na” yer bulmak?

Siz işinize baksanıza!

Sanki Sakarya’da demiryolu taşımacılığına “çağ” atlattınız da, kalkıp “fuar” işine el attınız.

Yıllardır Adapazarı Garı’ndan tren kalkmıyor.

Bütün gün yatıyorsunuz orada.

Galiba canınız sıkıldı da kendinize iş arıyorsunuz.

Babanızın çiftliği mi orası…?

***

Netice itibariyle bu şehirde “atı alan Üsküdar’ı” çok rahat geçiyor.

Maalesef bu sefer de öyle oldu.

Adamlar Gar Binası peronları arasına adı “fuar” ancak görünümü ve işleyişiyle “panayır” kurmuş işlerini yürütüyor.

Bizimkiler de “ağzım, burnum” derken zaten süre dolacak ve adamlar ceplerini doldurup gidecek.

Biz hala “Adapazarı treni gelecek mi” diye bekleyelim…!